web 2.0

17 Ekim 2011

20111018 - DEMEK Kİ NEYMİŞ?..

DEMEK Kİ NEYMİŞ?..

Hep öyle yapılmıyor mu zaten...
Önce dillendiriliyor...
Sonra ortaya atılıyor...
Sonra tartıştırılıyor...
Sonra meclise taşınıyor...
Arkasından meclis çoğunluğu da kendilerinde olduğundan...
Sonuç istedikleri gibi oluyor...
*
“‘İmkânsız’ diye bir şey yoktur, zadece zaman alır.”
*
Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Yasası’ndan “...Atatürk ilkelerine bağlı vatandaş yetiştirme...” maddesini kaldıracakmış. Çünkü yeri ve zamanı gelmiş.
Millî Eğitim Bakanı Dinçer, “Bizim gerekçemiz belli. ‘Sade ve her şey yerli yerinde olsun diye yaptık. Fransız bilim adamı Henry Fayol ‘Her şey yerinde ve zamanında olmalıdır’ der. Biz de teşkilat kanunumuzda, bir teşkilat kanununda olması gerekenlere yer verdik...”demiş.
Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nun ‘görev’ bölümü.
“Madde 2 – Milli Eğitim Bakanlığının görevleri şunlardır:
a) Atatürk İnkılap ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaş olarak yetiştirmek üzere...” diyor.
Bunun neresi yanlış ki “değiştirilmesinin yeri ve zamanı geldiği” düşünülür.
*
Aslında haklılar tabi...
Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlılık ‘teşkilat yasasından’ çıkarılmalıdır.
Bence de doğru bir tespit...
Çünkü kendi kurduğu parti bile iç meselelerini hâlâ çözememişken, birbirleriyle kavga etmekten; memleket meselelerine ve Atatürk’ün emanet ettiği ilke ve devrimlerine sahip çıkamazken ‘Milli Görüşçü’ler mi sahip çıkacak...
*
“Kör’ün aradığı bir göz...”
*
Atatürk gençliğine, Atatürk “unutturulmak istenirken” Atatürk’ün gençliği de dâhil herkes sessiz ve sükûnet içinde...
Ee! Durum böyle de olunca, Milli Eğitim Bakanı Dinçer, Henry Fayol’nun ağzıyla, “Her şey yerli yerinde olmalıdır” diyecek tabi.
Büyüklerimiz de öyle demezler mi zaten, “Her şey zamanında ve yerinde olmalıdır...” diye...
*
Sonuç itibariyle bugün, Milli Görüş elbette Atatürk İlke ve İnkılâplarına sahip çıkmayacaktı ve elbette yeri ve zamanı geldiğinde de Ata’ya ait ne varsa ortadan kaldırılacaktı...
Dün buna engel vardı, bugün yok.
Hayırlı uğurlu olsun...
*
Aslında, Atatürk bugüne kadar ölmemişti, galiba bundan sonra ‘gerçekten de öldüğü söylenebilir.
Ben, bugün Cumhuriyet Türkiye’sinin Milli Eğitim Bakanının ağzından “...Atatürk ilkelerine bağlı vatandaş yetiştirme...” kısmının kaldırılacak olmasını anlamak için kendimi çok da fazla zorlamak istemiyorum.
İşte böylece “Taşı delenin damlaların kuvveti değil, sürekliliği” olduğunu hepimiz bir kez daha görmüş oluyoruz.
Böylece de ‘dokunulamaz’ denilenlerin, fırsatı bulunduğunda nasıl da dokunularak tersyüz edildiğine de böylece millet olarak şahit olmuş olacağız...
Demek ki neymiş?
İmkânsız’ diye bir şey yokmuş, sadece zaman alırmış.”
Bunu hepimiz iyice bellemeliyiz.





0 yorum:

Yorum Gönder