Sabah Bu Haberi -Gazetecilik Adına
Ne Görmüş Olabilir Ki- Yayımlamış?
6 Ekim 2011 Perşembe…
Sandıklı’dan Denizli’ye gidiyorum.
Benden önceki yolcunun bıraktığını tahmin ettiğim yan koltuğumdaki Sabah gazetesine bir göz atıyorum.
Bakalım yandaş medya neler yazmış…
Hükümete nasıl övgüler yağdırmış…
Malum Sayın başbakan yine sür manşet…
Bir mahsuru mu var?
Hayır yok tabi!
Benim için hiçbir zaman da olmadı.
Koskocaman başbakan. Onun önemli mesajları manşet veya sür manşet olmayacak da kiminkiler olacak?
Üstelik de -Allah’ı var- manşetlik, sür manşetlik mesajlar da vermiyor değil.
Hem bize mi soracak canım?
Ve suphanallah!
*
Otobüsümüz Denizli’ye doğru yol alırken benim, Sabah gazetesinin birinci sayfasının orta yerinde (devamı 19. sayfanın neredeyse tamamına yakınında yer alan) bir habere (fotoğraflara desek daha doğru olur) gözüm takıldı.
Nedir o haber?
Libya’nın Devrik Lideri Kaddafi’nin gelininin, bir zamanlar kendi evlerinde eşi tarafından çekilmiş olan açık fotoğrafları…
Yani, kendi (fantezileri olan) mahremleri!
İşin magazin yanı düşünülmüş desek; adamlar kendi derdine düşmüş zaten magazin yanını düşünecek halleri mi kalmış ki?
*
Diğer gazetelerimizde var mı, yok mu bilemiyorum ama Sabah, bunu enine boyuna bir güzel kullanmış.
Peki bu fotoğrafların yayımlanmasında bence bir mahsuru mu var?
Evet, var.
Bu fotoğrafların bu şekilde verilmesi mesleğimiz açısından hiç de etik olmadığını düşünüyorum…
Bu fotoğrafların yabancı basında yer almış olması; anlayışıma göre ne etik bir gazetecilik ne de bizim de bu haberi kullanabileceğimiz anlamına gelir.
Ama Sabah bir güzel kullanmış bu haberi…
Boşuna dememişler “Bir kere düşmeye gör!”
Düştün mü, ne krallığın kalır ne liderliğin…
Ve akla gelen gelmeyen neler varsa ortaya dökülür…
Ne dostluk kalır ne müttefiklik…
Ne geçmişe saygı kalır ne başka bir şey…
Benim anlamadığım şey, Sabah bu fotoğraflarda gazetecilik adına ne görmüş olabilir ki devrik liderin gelininin mahrem fotoğraflarını yayımlamış?
Bunda nasıl bir haber niteliği var acaba?
Bu haberde Türk toplumunu ilgilendiren nasıl bir mesaj var?
Ben bunu anlamadım…
Cahilliğime versinler ama anlayamadım işte…
1976’dan buyana bu mesleği -öyle veya böyle- yapan biri olarak bu haberi; çirkin ve meslek ahlakına uymayan bir haber olarak değerlendiriyorum ve gazetecilik mesleği adına üzülüyorum…
*
Bir şeyi daha iyi biliyorum ki bu haber (daha doğrusu haberin bu şekilde verilişi) Sayın Başbakanı da rahatsız etmiştir.
Çünkü gerçekten çok çirkin…
*
Son olarak ne diyorum biliyor musunuz?
Bir davranışta bulunurken hani şu bizim “İğne ve çuvaldız” kıssası var ya, işte “İnsan arada bir de olsa onu hatırlamalı” diyorum…
Hani daha sonra pişman olmamak için…
0 yorum:
Yorum Gönder