Yarın Bayram
Erken Kalkın Büyükler…
Daha henüz ramazan ayının arifesinde -korku ve heyecan karışımı- ramazanın ilk gününü beklemiyor muyduk?
Aylardan ağustos da olunca kolay değil tabi!
Sıcak ve uzun günlerde oruç tutmak elbette hiç de kolay olmuyor…
Böyle olunca da kimimiz sıcağı bahane ettik, kimimiz sigarayı…
Kimimiz “Bu kadar uzun zaman açlığa dayanamayız” dedik, kendimizi psikolojik olarak oruç tutmaya hazırlayamadık…
Kimimiz uykumuzun bölünmesine bir türlü dayanamadık…
Kimimiz de öylesine tutmadık, işte…
Mazereti olanlara sözü olmaz insanın…
Oysa üzerine oruç farz olan herkes (bir engeli yoksa tabi) ramazan ayında orucunu tutacak.
*
Oysa; daha ramazanın arifesinde kendilerini oruç tutmaya hazırlayan evlerdeki yüreklerde, orucu eksiksiz tutmanın ve bayrama ulaşabilecek olmanın inancı ve o müthiş heyecanı yaşanmaya başlamıştı.
Bir de tuttukları orucunun kabul olmasının heyecanı…
Zaten, o nedenle kim bilir ne dualar edildi ne yakarmalar oldu Yaradan’a…
Çünkü Onun için oruç tutulacaktı…
Onun rızasını kazanmak ve Onun cennetine girebilmek içindi bütün çaba…
*
Bir ay boyunca her iftar edilişte “Allah’ım senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açıyorum. Hamd olsun verdiğin nimetlere, sağlık ve afiyete” diyerek Yaradan’a şükretmeye çalışılırken, tutulan orucun kabul olması için, sağlıkla oruç tutma izni verdiği için de teşekkür ediliyordu…
Kolay mı?
Ağustos ayının 30 günü her gün aynı niyetle, aynı inançla, aynı teslimiyetle, tespih tanelerini çeker gibi bayrama kavuşma heyecanını teker teker geride bırakırken, “Bin aydan daha hayırlı” olan Kadir Gecesi’ne kavuşmuş, o gece günahlarının bağışlanması için sabaha kadar yalvarıp yakarılmıştı Yaradan’a…
Belki de ilk kez bu yıl, bu ramazan ayında orucunu tutmaya, namazını kılmaya başlayanlar; bu zamana kadar tutamadıkları oruçlarının, kılamadıkları namaz borçlarının affedilmesi için yalvarmışlardı…
Ve her şeyde olduğu gibi ramazan da sayılı günlerdendi ve bitti…
Çekilen sıkıntının…
Gösterilen sabrın…
İnancın ve dayanmanın sonu bayrama ulaştı.
Ve Yaradan; kendisi için oruç tutanları mükafatlandırmak adına, hediyesini baştan müjdelemişti… “Artık tamam! Bayramı hak ettiniz. Doya doya eğlenin, birbirinizi ziyaret edin. göremediklerinizi görün, birbirinizle küskün kalmayın, barışın, birbirinize tahammül edin. Birbirinizle ilgili iyi dileklerde bulunun ve iyi dileklerinizi devam ettirin,” diyordu…
*
İşte bugünden; bu sevinci paylaşmak, özlemlerimizi gidermek, dost ve akraba ziyaretleri yapmak için kendimizi hazırlayalım…
Ramazan boyunca sabredenler bunu hak ettiler…
Ve yarın da sabredenlerin bayramı…
O yüzden; tuttuğunuz oruçlarınız kabul, bayramınız kutlu, ocağınız sağlıklı, huzurlu ve bereketli olsun efendim…
0 yorum:
Yorum Gönder