web 2.0

31 Temmuz 2011

20110729 - UNUTULAN EŞYA VE TAHRAN'DAKİ İSTİKLAL HOTEL

UNUTULAN EŞYA VE TAHRAN’DAKİ İSTİKLAL  HOTEL

Bugün Cuma.
Yazıyı size ulaştırmak için yazmaya başladığımda hâlâ Tahran’daydım…
Hava yine sıcak ve yine insanın beynini sulandırıyor…
Burada yaşayanlar böyle bir sıcağa nasıl dayanıyorlar bilmiyorum…
Demek ki bünye alışıyor…
*
Salı gününden itibaren Tahran’ın en büyük ve güzel otellerinden biri olan İstiklal (Eski Hilton) otelde kalıyoruz…
Önce bu otelle ilgili küçük bir bilgi vereyim efendim.
Otel’in yeni ve eski olmak üzere iki bölümü var ve fiyatlar da ona göre değişiyor…
Eski bölümde gecelik iki kişilik odada tek kişi 160 dolar olurken, yeni bölümde iki kişilik odada tek kişi 250 dolar.
Müthiş bir rakam.
Hizmet kalitesi bakımından nasıl derseniz, aynı ayardaki beş yıldızlı otellere göre yüzde 50’nin çok altında.
Otantik görünüme sahip, ve duvarları  İran kültür ve sanatını anlatan resimlerle (fotoğraf değil) renklendirilmiş…
*
Bu çok kısa bilginin ardından yolu İran’a düşecek olanlara küçük bir hatırlatmam olacak…
Eğer odanızdan çıktığınızda veya oda değiştirme zorunluluğunuz olduğunda lütfen odanızı iyice kontrol edin. Etmediniz mi işte o zaman yandığınızın resmidir.
İşiniz yoksa uğraşın durun.
Derdinizi anlatabilirseniz anlatın…
Hele de resepsiyondaki görevlilere…
Önemser görülüp de hiç umurlarında olmayacağınızı bilin.
*
Bir kere odada unuttuğunuz eşyanıza kavuşabilmeniz için epey bir uğraşmanız gerekiyor.
“Niye canım, ‘unutulan eşya deposu’ndan alırsınız!” derseniz de öyle değil…
Neden öyle değil biliyor musunuz?
Çünkü unutulan eşya deposunun görevlisi yerinde değildir ve ne zaman geleceği de bilinmez.
Görevli olsa bile ya anahtar yanında değildir, ya da anahtar bir yerlerde unutulmuştur…
Anahtar bir yerlerde unutulmamış olsa bile yanlış anahtarı vardır yanında…
Velhasıl sizin unuttuğunuz eşyanıza istediğiniz sürede bir türlü kavuşamazsınız.
*
Önce kibar davranırsınız..
“Please (piliz),” dersiniz, fayda etmez…
“S’il vous plait (silvuple),” dersiniz Fransızca zaten bilmiyorlar hiç işe yaramaz…
Türkçe “Lütfen,” dersiniz ama onun da bir faydası yoktur…
Yani; “Adamlık yanınız, kibar davranmanız” unuttuğunuz eşyanızı bir türlü size getirmez…
Yöntem değiştirmeniz gerekmektedir…
Yani çirkeflik yapacaksınız, ses tonunuzu yükselteceksiniz.
Yani resepsiyonun önünde bağırıp çağıracaksınız. “Bu nasıl bir otel!” diyeceksiniz mesela en kibarından…
 Ancak o zaman sizin eşyanız size gelir…
*
Benimkisi de öyle oldu.
İki gün uğraşmama rağmen bir kat aşağıdaki “Unutulan eşya deposundan” bir türlü bana getirilemeyen eşyam, ‘kibarlığımı’ terk ettikten sonra bir anda geliverdi.
Geldi, ama iyice karıştırılmış, içindekiler birbirine girmiş bir şekilde geldi.
Eksiğim var mıydı?
Hayır yoktu…
Ama iki gün ciddi sıkıntı çektim…
*
Ve ben bugün 06 sularında Atatürk Hava limanına inmiş olacağım…
Bir daha İstiklal otelde kalmak mı?
Asla…
Ben bu küçük sıkıntımı bu hafta sonu yazımla sizinle paylaşayım istedim… Olur ya sizin de başınıza gelebilir.
Hepinize iyi hafta sonları efendim.



1 yorum:

Adsız dedi ki...

Tahran'ın en lüks otellerinden bir deniyor fakat şimdi biraz eskimiş, yıpranmış. Bizdeki düşük yıldızlı otellerle aynı kalitede. Lobisi güzel fakat fiyatı kaliteye göre pahalı.

Yorum Gönder