Bizim Memlekette İhmaller ‘Kader’ Oluyor!..
Şu günlerde Avcılar yine gündemde…
Bu sefer konu ‘deprem’ değil.
Deprem unutulmuştu ki, 23 Temmuz 2011 günü toprak kaymasıyla birlikte oluşan göçük sonucu Avcılar, on iki yıl sonra depremi çağrıştıran bir olayla yeniden gündeme oturdu.
*
Avcılar Merkez Cami inşaatı çalışmaları sırasında patlayan su borusunun fark edilememesi sonucu, toprağın derinliklerine doğru sızan kaçak su; önce toprağı yumuşatmış, arkasından da yumuşayan toprağın kaymasıyla birlikte göçüğü meydana getirmiş.
Sonrası malum…
*
Siz; buna, ister “Şansızlık” deyin…
İster “Tedbirsizlik,” deyin…
Ama lütfen “Kader” demeyin.
“Demek ki bunu da görecekmişiz!” hiç demeyin…
Cami inşaatının yapımından sorumlu olanların dikkati, böyle bir olayı sezebilir, görebilir ve önlemlerini de alabilirlerdi.
Ama olmadı işte…
Bundan sonrası ne denilse boş.
*
Kanımca; şu günlerde suçlu aramak yerine sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması gerek. Çünkü onlarca esnaf ve yüzlerce insanın mağdur kalması söz konusu.
*
Evet. Avcılar’ın zemini yumuşak ve eğimli.
Bu durum; -önlem alınmazsa- toprağın denize doğru kayabileceğini göstermektedir ki bu durumu Avcılar’daki bütün müteahhitlerin bilmesi gerekir.
Bunun için de özellikle Denizköşkler Caddesi’nden denize kadar olan kısımda yapılacak binalarda iyi bir zemin etüdü yapılması zorunludur
Durum böyle olunca da patlayan su; eğimli olan zeminin yumuşamasıyla birlikte zaten önü açık olan toprak, boşluğa akıverince gözler bir kere daha Avcılar’da yöneldi.
*
Bundan sonrasında birkaç zaman yorumları, değerlendirmeleri ve önerileri dinleriz artık.
Avcılar Belediye Başkanı Değirmenci, çok geçmeden basına; “Göçüğün neden kaynaklandığı” bilgisini verdi. Ve ondan sonrasında da -benim izlediğim kadarıyla- çok fazla polemiğe girmedi…
Elbette doğrusunu yaptı.
Başkan Değirmenci’nin özelliklerinden biri de; böyle durumlarda “Konuşup, polemik yaratmanın yerine, sorunun en kısa sürede nasıl çözüleceğinin arayışı içine girmeyi bilmesidir…”
Burada da sayın başkan sonuç alınana kadar işin takipçisidir.
*
Ama yorumlar, değerlendirmeler mutlaka yapılacaktır
Mesela ben; İşin içinde “İhmalin, vurdum duymazlığın ve ‘önemli değil canım, bir şey olmaz’ anlayışının” böyle bir olayı tetiklemiş olabileceği, ihtimalini göz ardı edemiyorum mesela…
Belki haksızlık ediyorum, ama bir yanım da böyle diyor benim.
Çünkü hepsi de; “Bize özgü davranışın, anlayışın ve boş vermişliğin bir sonucu…”
Sonra?
Sonra “Keşkeler” başlar arkasından…
“Allah, beterinden korusun! Buna da şükür…” gibilerinden “Şükür duaları” edilir…
İşte tam da burası bittiğimiz andır bizim…
İhmaller bizim memlekette “kader” oluyor ya işte ben burasını anlayamıyorum…
Galiba da anlayamayacağım…
0 yorum:
Yorum Gönder