‘Keşke’lerin Fayda Etmediği Eylem!
Şu günlerde, üstelik hiç de beklenmeyen yerlerde beklenmedik sonuçlara neden olan kazalara şahit oluyoruz…
“Düz yolda şaşmak” denilen sözün en açık örneğine her gün rastladığımızda gördüğümüz manzara karşısında sanki tükeniyoruz…
İçinde bizler olmasak bile bir yanımızı alıp götürüyor düz yolda şaşanların neden oldukları eylemler…
Hatta, hatta “olmaz” denilenler bile o kadar kolay başarılıyor ki, insanı hayrete düşürüyor “Bu kadarına da pes doğrusu!” dahi dedirtebiliyor.
Maalesef benim ülkemin insanlarının: neredeyse hayatın her noktasında “Bu kadarına da pes!” dedirtecek eylemleri gerçekleştirmede üzerine yok..
Nasıl oluyor, nasıl başarılıyor anlamak güç olsa da başarılıyor işte.
Ve toplamında da binlerce insanın ölümüne, yaralanmasına ve milyarlarca maddi hasarlara, bedeli ölçülemeyecek kadar büyük manevi yıkımlara neden olabiliyorlar…
*
Anlamışsınızdır.
Trafik kazalarından söz ediyorum…
Hani bizim insanımızın pek de umursamadığı , kendine müthiş bir şekilde -ancak gereksiz ve tedbirsizce- güvendiğin, altındaki arabayı bir oyuncak araba gibi kullanmanın sonrasında da “keşke” demek zorunda kalışlarından söz ediyorum.
*
Efendim gün geçmiyor ki Avcılar-Büyükçekmece arasında bir trafik kazası olmasın.
Hem de düz yolda…
Hem de çizgileri çekilmiş, trafik işaretleriyle donatılmış yolda…
Hem de her sürücünün birbirlerini kontrol edebileceği yolda…
Ama yok…
Bu rahat sürüş bizi rahatsız ediyor…
Kanımıza giriyor…
Biraz hareketlilik ve heyecan istiyoruz, demek ki!
Ve bu bir anlık heyecanın sonrasında da keşkelerle tanışıyoruz hiç kuşkusuz.
Bu “keşkelerimiz” sonrasında da öğrencileri sınavlarına girmekten alıkoyarken belki de bir istikbalin önüne set çektiğimizin farkında bile değiliz…
Abarttığımı düşünmeyin… Abartmıyorum ama bu gerçeği de her birimiz her gün bir başkalarının neden olduğu bu trafik kazaları sonrasında görüyoruz…
Saedce bir anlık dalgınlık…
Bir anlık sinir…
Bir anlık acelecilik…
Bir anlık beceri gösterisi…
Bir Anlık…
Sonrasında yıllarca uğraştıracak rahatsızlıklar…
Yıllardır ödenemeyecek olan maddi külfetler…
Bir ömür boyu çekilecek dertler…
*
Hani “Her sağlam insan bir sakat adayıdır” denilir ya, işte bunun en açık ve en belirgin örneği trafikte görülür…
Sabah sağlam bindiğiniz aracımızdan çıktığımızda, geri kalan ömrümüzü “sakat” olarak sürdürmek zorunda kalabiliriz.
Nedeni malum!
Sizin ya da karşınızdakinin bir anlık hatası, efeliği vs…
Sonrasında pişmanlıklar …
“Keşke’ler diyerek yakınmalar…
Ve yine geri kalan ömrümüzü hem madden hem vicdanen perperişan etmeler…
Ve hemen her gün, bulunduğunuz yerde böyle bir duruma şahit olurken, elinizden bir şeyin gelmemesinin sizi yiyip bitirmesi de cabası…
*
Demem o ki, trafik benim ülkemde bu kadar çok bedel ödetecek bir şey değil. Tek çözüm yolu belki değil ama en önemli çözüm yolu onu ciddiye almanız…
Onun ortaya koyduğu kuralları hayata geçirmeniz…
Unutmayınız ki trafikte araç kullanmanın en önemli kurallarından biri de kullanılan aracı hava yol ve trafik durumuna göre kullanmayı bilebilmektir…
Kazasız günler dileğimle…
Kayıtlar
0 yorum:
Yorum Gönder