KAMUOYU BİZİ NASIL GÖRÜYOR?
Bu seçim yoğunluğu içerisinde aklıma neler getiriyorum bir bilseniz?
Hani diyorum ki, kendimize şöyle bir chec-up (çek-ap) yaptırsak. Yani baştan aşağıya kendimizi bir elden geçirtsek...
Nerelerde rahatsızlığımız var?
Hastalıklı yanlarımız neresi?
Ne yaparsak, nasıl yaparsak hastalıklarımızdan kurtuluruz bir öğrensek hani?
“Kamuoyu bizimle ilgili ne düşünüyor bir bilsek” diyorum...
Doğrusunu isterseniz, ben biraz abartmış olsam da bugüne kadar “Kendi kendimize verdiğimiz ara gazlarla çok fazla da havalanıp uçmasak hani!”
*
Bir kere, yerel gazeteciler olarak biz hastalıklarımızla yüzleşmek istemiyoruz.
Yine birçoğumuz; kendi kendimizin teşhis ve tedavisini yapabildiğimiz halde, egolarımızı veya çevre baskısını yenip de bir türlü eksiklerimizle yüzleşemiyoruz. Haberlerimiz, köşe yazılarımız; yazım ve konuların birbiriyle ilintililik hatalarıyla dolu...
Bu da bize hiç yakışmıyor.
Şimdi bir öneri sunmak istiyorum.
Bizim, biri İYGAD (İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği), diğeri YBBD (Yerel Basın Birliği) olmak üzere iki tane meslek örgütümüz var.
Burada, benim hem İYGAD hem de YBBD yönetiminden bir ricam var.
Seçimlerin hemen sonrasında 1.000 denek üzerinde bir anket çalışması yapılsa ve ilk üç soru da şöyle olsa mesela;
1- Yerel basının tarafsızlığı size inandırıcı geliyor mu?
2- Bölgenizdeki yerel gazete ve gazeteci sayısı sizce fazla mıdır, eksik midir?
3- Yerel gazetecileri yeterince donanımlı buluyor musunuz?
Bu anketin sonunda da mutlaka “Görüş ve öneriler” bölümü konulsa. Çünkü tedavi tam da burada yatıyor.
Deneklerin isim, soy isim ve telefon numaraları da anketler üzerine varsın yazılmasın.
Soru adedi de en az beş, en fazla on soru olacak gibi hazırlansın ki, anketi dolduranlar sıkılmasın.
İşte o zaman ne kadar hastayız ne kadar değiliz bir görelim. Yoksa içimizdeki bu kurt; hem bizi hem de mesleğimizi yiyip bitirecek...
Belki farkında değiliz, ama öyle olacak!
O nedenle de kamuoyu hastanesinde -özellikle bölgemizdeki- yerel basın mensuplarına ciddi bir muayene yapılmasının oldukça yararlı olacağı kanısındayım.
*
Zaman o kadar hızlı bir şekilde ve yenilikleriyle birlikte ilerliyor ki, buna başta yerel gazeteciler olmak üzere herkesin uyması gerekiyor.
Oysa bölgemiz yerel basınının içinde bulunduğu durum; kendine çekidüzen veremiyor, gelişen ve değişen seyrin hızına uyamıyor gibi...
Üstelik de kamuoyu denetiminin sonrasında nasıl bir hastalığa yakalandığımızı hem de bu hastalıktan nasıl kurtulabileceğimizi öğrenmiş oluruz.
Hastalığımız “İyileşebilir” gibimiymiş, yoksa “iflah olmaz” gibimiymiş bir anlarız işte.
Nasıl, gerçekten de kendimizi toplum aynasına çıkaralım mı?
Buna hazır mıyız?
İsterseniz bütün bunları yapmadan önce “Kendi bünyemizde bu konuyu tartışmaya açsak” diyorum...
Hem tartışmaya açsak ve sonra da toplum aynasında boyumuzun ölçüsünü alsak..
Hiç de fena olmaz…
Ne dersiniz?
Kayıtlar
0 yorum:
Yorum Gönder