COFFEE BREAK DE NE DEMEK?
Modernleşiyoruz...
Çağdaşlaşıyoruz...
Evelallah, yakın bir zamanda AB’ye de gireceğiz(!)...
*
Baksanıza AB aşkına ne değişiklikler oluyor memlekette...
Adalette...
Sağlıkta...
Eğitimde...
İnsan haklarında...
Zorlamayla-morlamayla da olsa bazı şeyler değişti...
Taşlar yerinden oynamaya başladı...
Önceleri epey karşı çıkıldı; “Aman efendim, canım efendim bunlar bize göre değil efendim” denilse de su arkında sakince akmayı sürdürüyor...
*
“Kokereçime dokundurturmam, lahmacunuma ellettirmem” denilse de galiba AB bunların hepsini belli bir düzene koydurtturacak...
Alışacağız...
Alıştıracaklar...
İster güzellikle ister zorla...
Gelişen ve değişen dünyamızda hiç bir şey eskisi gibi olmayacak...
Bu iki kere ikinin dört ettiği gibi aşikâr...
Bundan kaçış yok...
Buna hepimiz de kendimizi hazırlayalım.
*
Tamam, AB’nin zorlamalarıyla memlekette eksikler tamamlanmaya başlansa da; unuttuklarımız, göz ardı ettiklerimiz; belki de bunların de dışında yabancılaşmaya özendiğimiz, hayranlık duyduğumuz bir yaklaşımla da kendi dilimizin unutulmasına katkı sunuyoruz.
İşyerlerinin reklam tabelaları bunların en açık örneği...
Modernleşme, çağdaşlaşma adına yapılan dil katliamları...
Bütün bunların üstüne tuz biber olurcasına gençlik, kendisine emanet edilen dilini geleceğe taşıyacak istek ve kararlılıkta değil sanki...
Sanki dilini yarı yolda bırakmış, yön değiştirerek uzaklaşıp, bir başka yöne doğru giden bir gençlikle iç içe gibiyiz...
Bu da dilimizin geleceği adına ürkütüyor beni
*
Bütün bunların arasında küçük bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum...
‘Coffee Break (Kofi Birek)’i!
“Ne demek Kofi Birek?”
“Coffee Bereak’de neyin nesi?” deseniz de toplantılarda; toplantı öncesi veya arasında kahve, çay vs. içecek ve yiyeceklerin verildiği kısa bir bekleme zamanı...
Madem yiyecek, içecek için verilen bir ara, o zaman da adına ‘İkram molası’ deyin, niye ‘Coffee break’ diyorsunuz ki?
Olmadı mı?
‘Kahve Molası’ deyiverin o zaman...
Ama denilen şey bizden bir şey olsun, bize yakın olsun.
*
‘Coffee Bereak’de mi AB’nin dayatması yoksa’ diye düşünüyorum...
Yok, bu AB’nin dayatması değil. Bu bir turizm diliymiş.
Peki, bu duruma karşı çıkışım nedir?
‘Kahve Molası’ demek varken, ‘Coffee Bereak’ denilmesi.
İtirazım burada...
*
Biliyorum şimdi bana kızıyorsunuz da... “O kadar şey elimizden uçup gitmişken, şimdi sen kafanı ‘Coffee Bereak’e mi takıyorsun.” diyorsunuzdur...
Evet, ben takıyorum, takmaya da devam edeceğim...
Neyi halledebilirim?
Belki hiç bir şeyi halledemem...
Üstelik tepki bile alırım, ama hiç olmazsa kendi dilime karşı samimiyetimden şüphe etmemiş olurum...
Yetmez mi?
Yaşadığımız dil kirliliği içinde benim bir dahlim olmamış olur.
Onun için “Kahve Molası” diyorum.
*
Nasıl, kulağa hoş gelmiyor mu?
Eminim Avrupalılar da sever...
0 yorum:
Yorum Gönder