BUGÜN ATATÜRK’Ü ANMA
VE HESAP VERME GÜNÜ
Bugün, yukarıdan aşağıya şöyle bir samimiyet testinden geçmeli Türkiye...
Bu ülkenin kurtuluşunda; başkomutan Mustafa Kemal ve onun silah arkadaşlarının verdikleri akıl dışı mücadeleleri karşısında, gerçekten de onların gösterdikleri inanç ve kararlılığı ne kadar gösterebiliyor oldukları test edilmeli?
Bu soruyu herkes kendisine sorup yanıtlarını da yine kendileri vermelidirler.
Samimi ve içtenlikle...
Dürüstçe...
Eksik ya da fazlalıklarıyla...
Nasıl olsa bugün ‘Atatürk’ü Anma’ günü olduğuna göre, başta bu ülkeyi yönetenler olmak üzere hepimiz, Atatürk’e ve onun silah arkadaşlarına karşı görelim bakalım ne kadar samimiymişiz!
Ve lütfen bütün itiraflarımızı kendimize karşı yapalım. Yalnızca kendinize karşı...
*
Aynanın karşısına geçip, yalnız başımıza kendi kendimize, memleket üzerine sorular soralım “Hangi olumlularda katkımız var, hangi olumsuzlarda vebalimiz...” onun yanıtlarını verelim.
Yaptıklarımızla, yapmadıklarımızla; yapabildiklerimizle, yapamadıklarımızla...
Bugün ‘saygıyla’ anıyor olduğumuz Ata’mıza karşı ne kadar samimiyiz, onun bizden beklentilerine ne kadar yanıt verebilmişiz, bir bunun değerlendirmesini yapalım.
Bir düşünelim bakalım!
Önümüze neler geliyor?
Vicdanımız ne kadar rahat veya ne kadar rahatsız?
Kurtuluş Savaşı’nın şehitlerine karşı yüzümüz kızarıyor mu kızarmıyor mu asıl mesele bu!
*
Aslında bu soruların ilk muhatabı onun kurduğu partinin temsilcileri olsa gerek...
Yıllardır attıkları her adımda ve yaptıkları her eylemde onun adını kullananlar...
Onun ilke ve devrimlerine sahip çıktıklarını söyleyenler, yukarıda söylemeye çalıştığım soruların yanıtlarını vermeliler.
Özellikle ve öncelikle o partinin bütün mensupları gerçekten de “Atatürk’e ve onun ilke ve devrimlerine karşı nereye kadar samimiyetle ve içtenlikle sorumluluklarını yerine getirmeyi başarabilmişler ya da başaramamışlardır?” onun yanıtını kendilerine vermelidirler...
Öncelikle bu zamana kadar neden tek başına iktidar olamamanın muhasebesini yapmalılar.
“Eksiklik yurttaşta mı, kendilerinde mi?” Onu bir görebilmeliler.
*
Onun yılmaz savunucusu ve bekçileri olduklarını her seferinde haykıranlar(!) her şeyden önce Cumhuriyet dönemi eserlerine sahip çıkılabilmişler midir seksen sekiz yıldır?
Atatürkçü, çağdaş, diri ve milliyetçi bir gençlik yetiştirebilmede başarılı olmuşlar mıdır?
Yoksa bunların büyük çoğunluğunu yerine getiremeyip, bahanelere sığınmak zorunda mı bırakmışlardır kendilerini!
Atatürk’ün eserleri; değişim ve dönüşüme uğrarken, onlar söylemlerle mi kendilerini avutmuşlardır...
Ve hâlâ “Devrimlerinin yılmaz bekçileriyiz” diyerek bugün tören alanlarında ona bağlılıklarını nasıl sunacaklar, anlayamıyorum...
*
Bugün Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı...
Cumhuriyet Türkiye’sine ve ona sahip çıkan gençliğe kutlu olsun...
0 yorum:
Yorum Gönder