web 2.0

17 Nisan 2011

20110309 - ŞUNUN ŞURASINDA NE KALDI


İYGAD (İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği) 1 Eylül 2010 günü yapmış olduğu olağanüstü kongre sonrasında mart ayı içinde üç yıllığına yeni yönetimini seçmek için olağan kongresini yapacak.
Seçime ilgi duyan üyeler arasında heyecan  grafiği daha şimdiden yükselmeye başladı…
Başkan M. Abdullahoğlu -henüz seçim tarihini netleştirmemiş ols da-  üyeleri ikna etme, geçen yedi aylık süre içinde neler yaptıklarını anlatma turlarına başladılar bile…
*
Diğer taraftan ikna ve bilgilendirme turlarını yaptığı arkadaşlarıyla tam kadro seçime girer mi girmez  mi onu bilemiyorum ama yönetimde değişiklik yapabileceğini tahmin ediyorum.
Doğrusunu isterseniz M. Abdullahoğlu yönetimi geçen  yedi aylık süre içinde yaptığı ziyaret, etkinlik ve katıldıkları aktiviteleriyle gündemde kalmayı hep bildiler.
Önce bir mekân buldular ve taşındılar. İyi de bir açılış yaptılar…
Görsellik önemli…
Gelen misafirleri karşılamak, ağırlamak İYGAD yönetimi olarak bir pretij meselesiydi, biz üyeler için de öyle. O prestij de -haklarını yememek lâzım- mekân anlamında kurtarılmıştı…
Peki prestij kurtarmak mekânla mı oluyor?
Değil elbette.
Mekân sadece zincirin halkalarından bir tanesi.
Yani yedi aylık sürede sarf edilen efor ve heyecan; üyelere yönelik olarak, onları hareketlendiren, meslekî kariyerlerine küçük de olsa katkılar  sunabilecek altyapı çalışmaları yapılmış olsaydı, belki de bugün Abdullahoğlu  yönetimiyle  ilgili düşüncem ve öngörülerim çok daha olumlu olurdu.
Ama görüyorum ki hâlâ eforların büyük bir çoğunluğu -hibe yoluyla -İstanbul’un her tarafından mekân ve  toprak alma girişimlerine harcanıyor…
Bence, bu, pek de doğru bir yaklaşım değil.
Neden biliyor musunuz?
Bugün, İYGAD’ın kaç üyesi yıllık 60,- TL. olan aidatını ödemiştir?
Bugün, İYGAD’ın kaç üyesi hem sosyal hem ekonomik hem de meslekî donanım bakımından kamuoyunda yer edinebilmiştir?
Bence İYGAD toprağa ve mekâna harcadığı eforunu, keşke üyelerine onların beyinlerinin değişmesine yönelik  harcamış olsaydı.
Faydalı olurdu, olmazdı o ayrı bir konu, ama bu yönde neler yapabileceğini gösterseydi keşke!
Keşke İYGAD, hiç olmazsa 25-30 üyesine (Kendi adıma kesinlikle katılmak isterdim  ve buna da ihtiyacım  var)  “Gazetecilik Mesleğinin Önemi ve Gazetecilik Ahlakı” veya başka adlarla seminerler verdirmek için mesleğin akil insanlarıyla irtibata geçerek, hiç olmazsa 3-5 kişinin bakış açısının değiştirilmesine katkı sunmuş olurdu.
M. Abdullahoğlu, şimdi önümüzdeki kongrede üyelerine projelerini(!) anlatabilecek, hayata geçirebilecek üç yıl için yetki isteyecek…
Hayırlısı bakalım…
Hiç kuşkusuz geçmiş yedi aylık sürede yaptıklarını ve yapamadıklarını üye meslektaşlarıyla paylaşacak.
Sonra da ya sandıktan çıkacak ya da buraya kadarmış diyecek.
Şunun şurasında ne kaldı ki?

0 yorum:

Yorum Gönder