…VE TÜRKİYE’DEN BİR ERBAKAN HOCA GELDİ GEÇTİ
Dünya bir tuhaf…
İnsanlar bir tuhaf…
Anlayamıyoruz birbirimizi, anlamış numarası yapıyoruz…
Önce yerin dibine sokuyoruz, sonra baş tacı ediyoruz…
Önce verip veriştiriyoruz, sonra övgüler yağdırıyoruz…
Enteresanız vesselâm…
*
Önceki gün Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın cenazesinde milyonlar vardı.
Asker dahil herkes arkasından methiyeler yağdırdılar.
Genelkurmay, “Değerli bilim ve siyaset adamı olarak yaptığı büyük hizmetleri daima hatırlanacaktır. Şahsım ve TSK adına merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve Türk ulusuna başsağlığı dilerim,” diyerek sanki Erbakan Hoca’yı ancak anlayabilmişlerdi.
Oysa Prof. Dr. Necmettin Erbakan hiç kimseden çekmemişti askerden çektiği kadar. Hiç bir şey onu durduramamıştı, askerin onu durdurduğu kadar…
Şimdi de “Yaptığı hizmetler unutulmayacaktır” deniliyor…
Bundan sonra isten unutulsun, ister unutulmasın. Kimlerin unutup, kimlerin unutmayacağı önceki günkü cenazede ortaya çıktı zaten…
*
Merhum Erbakan Hoca, her yaştan gençlere örnek olabilecek müthiş bir milliyetçilik, sarsılmaz bir manevi değerlere sahip, birikimi ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle hep örnek olmuştur.
Dün ona kızanlarımız da, onu sevenlerimiz de onun bu yanına hep saygı duymuşlardı. Erbakan Hoca, her durum ve şartta inançlarından, milli ve manevi değerlerinden taviz vermemekle kalmamış, kendisine yöneltilen her tür baskıya direnerek söyleyeceğini söylemekten de sakınmamıştır.
Davasına karşı müthiş bir inanmışlıkla örnek alınacak bir dava adamı olduğu cenazesinde tartışmasız ortaya çıktı.
Kendisine hiç oy vermedim. Ancak, yıllardır yaptığı yürekli ve taviz vermez yaklaşımlarını inatla ve sabırla sürdürmesini, insanı kendisine hayran bırakmasını bilmiş olmasından dolayı kendisine hep şapka çıkarmışımdır..
Önceki günkü cenaze de ‘şapka çıkarılışın’ bir göstergesi değil miydi zaten!
*
Düşünüyorum da kimler doğru yaptı…
Erbakan Hoca mı, Hoca’ya bu kadar eziyet edenler mi?
Geride kalanlar bunun yorumunu, değerlendirmesini yapacaklardır kuşkusuz. Ne var ki bu konuda “Yoruma bile gerek yok” diyor, dünkü kalabalık.
Bütün devlet erkanı, asker ve yurttaşlar, aynı duygularla uğurlamadılar mı Erbakan Hoca’yı…
*
Şimdi kendi gitti, sözleri kaldı yadigâr…
Belki de bugüne kadar Türk Siyasetinde, siyaset diliyle dikkat çekmeyi başarmış onun gibi bir siyaset adamı gelmemiştir.
Ne demişti Erbakan Hoca, “Türkiye Adil Düzen’e geçecek, bu kesin. Geçiş yumuşak mı olacak sert mi? Kanlı mı kansız mı olacak?” demişti…
Ne var ki ne kendisi gelebildi ne de özlediği adil düzeni…
“Kadayıfın altını kızartmak lâzım” demişti, 1960’larda MC döneminde hükümete verdiği desteği çekebilir mesajını verirken.
“Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık Eylemi”ni yorumlarken de “Bunlar gulu gulu dansı yapıyorlar” diyerek, nasıl da dikkatleri bir anda kendi üzerinde toplamayı başarmıştı.
Nereden bulur, nasıl bulur pek bilinmezdi, ama üstün ve ince zekası, her zaman siyaset dilinde ince esprilerini patlatırdı.
Şimdi yok…
Ve Türkiye’den bir Erbakan Hoca geldi geçti…
Ruhu şad mekânı cennet olsun…
Kayıtlar
0 yorum:
Yorum Gönder