20110221- GEÇEN HAFTA

GEÇEN HAFTA

Geçen hafta oldukça yoğundu benim için.

Perşembe gününden beri Antalya’dayım.

Henüz baharın bile başında değilken, Kemer çoktan ısınmaya başlamış…

Havası da suyu da…

Ruslar ağırlıkta, bu mevsimde denize girenleri bile var.

Yollar yenileniyor…

On beş yirmi güne kadar Kemer, kendisini ziyarete gelenlerine  görücüye çıkıyor…

Yavaş yavaş yazlıkçılar dükkanlarını boyamaya, vitrinlerini düzenlemeye başlamışlar…

Esnaf, havaların ve denizin ısınmaya başlamasıyla birlikte bu yıl bereketli bir yıl geçirebilmek için harıl yazın hazırlık içindeler…

Bir umut…

Şimdi Rusya ile ülkemiz arasında vize sorunu da ortadan kaldırılınca bu yıl Kemer başta olmak üzere, Türkiye’nin sahil kentleri başta olmak üzere Ruslar ağırlıkta olacak…

Herkes bir beklenti içinde…

Şimdiden Ruslardan dolayı otellerde doluluk oranlarının yükselmeye başladığı söyleniyor…

Bir yandan mutlular, diğer yandan da çekinceleri var…

Nedir  çekinceleri ?

Rusya ile kalkan vize sonrası Rusların akın edecek olması…

Geçmiş dönemlerde Karadeniz’in durumu malum…

Bundan sonrası da turistik bölgelerimizin durumu sanki biraz daha karışık olacak gibi…

*

Kemer kendini 2011 turizmine hazırlarken, Türkiye henüz başbakan ve Anamuhalefet partisi genel başkanının birbirlerine karşı ortalıklarda dolaşan söz düelloları var.

Üstelik de sansürsüz…

“Utanmaz Adam!”, “Arlanmaz Adam!” sözcükleri havada dolaşıyor…

Kimin için söyleniyor bunlar…

Anamuhalefet lideri için…

Buyurun bakalım…

Memlekette sorun kalmadı hepsi halledildi, şimdi her iki lider de birbirlerine laf yetiştiriyorlar.

Gürültüsü patırtısı o kadar çok ki,

Sadece gürültü…

Sonuç yok…

Ortada dolaşan ithamlar…

Sataşmalar…

En çok da başbakanın sesi çıkıyor…

En çok da başbakan bağırıyor, hiddetleniyor…

Gandhi, her zaman olduğu gibi öteden beri süregelen sakinliğini sürdürmeyi başarıyor…

 Ama başbakan hırçın ve ithamlarının sınırı yok…

*

Biri Ergenekon adresini sorar, bir diğeri onlarca adres gösterir…

Biri hiçbir basın mensubu yazılarından dolayı içeri girmemiştir, derken; bir diğeri bugüne kadar altmış’ın üstünde basın mensubunun içeride yattıklarını söylüyor…

Artık işimizi gücümüzü bıraktık, sataşmaları izliyoruz…

Çünkü bugünlerde sayın başbakanın işi gücü muhalefetle uğraşmak galiba… Bir de muhalefetin her söylediğine yanıt vermek, muhalefeti millete şikayet etmek…

Siyaset böyle bir şey bizim memlekette…

Kimse emeklilerin durumunu konuşmuyor…

Memurların, işçilerin, öğrencilerin durumunu…

Türkiye’deki eğitim sistemini, ÖSS ve ÖYS’nin çocuklarımız üzerindeki baskısını, aiglelerin çocuklarla birlikte yaşadıkları stresleri kimsenin konuştuğu yok…

Çiftçi, esnaf neler yapıyor bu söz düellolarından pek hatırlayan yok…

Ülkenin etrafındaki kaynayan kazanlarsa son derece kaygı verici…

Gerçekten de geçen hafta oldukça yoğun geçti…