BİR ŞİRKET MASALI: YENİ YÜZLER
Efendim, gelin bir siyasi partiyi bir şirkete benzetelim…
İşleyişini de bir şirketin işleyişine…
Var sayalım ki büyük bir şirketin (yani bir siyasi partinin) İstanbul şubesinde (başkanlığında) yapılan yönetim değişiklikleri şirket ortakları (partililer) arasında oldukça fazla hareketlenmelere neden olsun...
Mesela bir aile şirketi diyelim...
Ailesini önemseyen, sahip çıkan, birbirlerinin eksiklerini tamamlayabilen, geliştiren, üreten, yeni yeni istihdam sağlamasını bilen bir aile şirketi...
Bu şirkette çalışanlardan kimileri emekleyerek yukarılara doğru tırmanmış; kimileri de birden bire, “eğitimli çocuk, öğrenir, alışır,” mantığı ile yukarılara getirilmiş olsunlar.
Biri üretimin içinden yukarılara doğru gelirken; diğeri, üretimin içine bile girmemiş, sadece şirkete uzaktan duyduğu hayranlıktan olsa gerek, etkin ve yetkin tanıdıkların da desteği ile hedeflerini de yedeğine alarak kendilerine yer edinmiş olsunlar…
Bu da şirkette (partide) biri eski yüz; pek makbul olmadığı düşünülürken, diğeri yeni yüz, yeni heyecan olarak görülür ve çok da önemsenir, Alâdır, âlâ!
*
Bundan önce de üretime katkı sunanlar görmezlikten gelinirken, göz ardı edilip, hiç bir kademeye atamaları yapılamazken, ancak “yeni yüz” diye adlandırılan yeni yüzler, şirketin şubelerinin yönetim, yürütme temsil makamlarında, şirketi (partiyi) temsil etmeleri için görevlendirilirler...
Çünkü -daha önceleri de defalarca yapıldığı gibi yine- yeni söylem, yeni yüz, yeni bir başlangıç denenmek istenecektir...
O nedenle de eski yüzlere her seferinde “Bir başka bahar” sözü verilirken, yeni yüzler, itibarın ve iltifatın verdiği rehavet sonucu, nasıl bir çalışma göstereceklerini bilemezler...
Zamanla kafalarının içlerindeki projeleri de hayata geçirememekten dem vurup, sonunda yorgun ve yılgın düştüklerinde, şirketin çalışma ve üretim politikalarına daha fazla dayanamayıp, kısa sürede de beklentilerini de bulamadıklarından, yeni yüzlerin yüzleri buruşmuş, umutları kırılmış, heyecanları çoktan tükenmiştir...
Sonra da bir yığın gereksiz ve abartı dolu sözcüklerle şirkette (partide) üstlendikleri görevlerini terk edip giderlerken, şirketin (partinin) kendilerine sağladığı kazanımları da yedeğine alıp, bireysel kazanımlarını kullanmayı sürdürürler...
*
Evet, yeni yüz onlar…
Tahsilli, ağzı laf yapan ve bir de gösterişli.
Dinamik, projeleri olan ve geleceği parlak…
Kendilerinden beklentilerin en üst seviyede oldukları kişiler…
Üstelik nüfuzlu ve nüfuslu insanların tavsiyeleri de bunda etkili olmadı denilse yalan olur...
*
Haydi buyurun bakalım!
Söylemlerle eylemlerin örtüşmediği bir şirket (parti) politikası, kendisine sempatiyle bakanlara ne kadar yakın olabiliyor ki?
Oysa bir şirkette de bir siyasi partide de, kişilerin nasıl yükseleceği şirketlerin politikalarında, siyasi partilerin tüzüklerinde belirtilmiştir zaten…
Hepsi bu…
Bunun sebebi de çözümü de dışarıda değil içeridedir…
Eskisine de yenisine de adam gibi sahiplenmekte…
Yoksa, havanda su dövülmeye, boş boş tartışılıp gereksiz zaman öldürülmeye devam edilip durulur…
0 yorum:
Yorum Gönder