BİR CUMA YAZISINA NE DERSİNİZ?
Evet, bir cuma yazısıyla karşınızdayım.
Eğer bir mani olmaz, cuma günleri farklı yazı yazmayı gerektiren herhangi bir durumla karşılaşmazsam, her cuma günü sıra dışı yazılarla karşınıza çıkmak istiyorum...
O gün ne, “Ne olacak bu memleketin hali?” diyeceğim size, ne de önümüzde yaklaşan seçimlerin ülkeye kazandıracaklarını ya da kaybettireceklerini...
Ne liderlerin birbirleriyle olan söz düellolarını; sokak ağzı söylemlerinin yakışık alıp almadığını ne de kimsenin şah ya da padişah olduğunu yazacağım...
Ne açılımların derin(!) içeriğinden ne de bır takım Kıbrıslının Türkiye aleyhine açtığı pankarttan söz edeceğim.
*
Meselâ, inananlar için o günkü, ‘cuma’larını nasıl değerlendirdiklerini soracağım ben.
Cuma Namazı’nda kimler için dua ettiklerini soracağım. Üstelik, bana “Sana ne kardeşim!” diyeceğinizi bildiğim halde...
*
Sonra bizim Avcılar’ın belediye parkında ya da İstanbul’un herhangi bir yerindeki; yaşları 65 ve üzeri yaşlı insanların, ‘askerlik, siyaset ve iş anılarını akranlarıyla paylaşırken, geçmişlerini irdeleyen o ruh hallerini hiç gözlemlediniz mi?’ diyeceğim...
Ya da yalnız başına derin düşüncelere dalmış olan bu insanların iç dünyalarında nelerin dolaştığını, kim bilir geride bıraktığı hangi yaşanmışlıklara iç geçirerek hayıflandıklarına şahit olup olmadığınızı hatırlamanızı isteyeceğim sizden...
Meselâ, hatırladınızsa eğer, “Hayatı paylaşma adına” o yaşlı insanlarla neleri paylaştığınızı da benimle paylaşmanızı isteyeceğim...
Ben de her cuma, burada, bu paylaşımlarımızı siz okurlarımla paylaşacağım...
Nasıl, güzel olmaz mı?
*
Yarın Cumartesi...
Bugünün hemen öyleden sonrasında, “Tatile dair hayaller” çoktan kurulmaya başlanmıştır bile! Ben de her birinizin önümüzdeki iki günlük tatil için plan yapmak gerekip gerekmediğini, o iki günlük tatilin plan yapmaya değip değmeyeceğini soracağım, öte yandan da...
*
Belki saçmaladığımı düşüneceksiniz ama, hatta arada bir denize karşı, önünüzdeki uçsuz bucaksız boşluğa içinizden ne geçiyorsa; küfürse, küfür etmenizi isteyeceğim meselâ... Bunun insanı ne kadar rahatlattığını anlatacağım sizlere!
Bana karşı çıksanız da, saçmaladığımı düşünseniz de...
Üstelik de mevkiiniz ve konumunuz ne olursa olsun, “Arada bir sıra dışı yaşayın, bunu deneyin,” diyeceğim!
Nasıl ki “İyilikler ve güzellikler yerini buluyorsa, küfürler de yerini bulur” diye düşünün, “Aldırış etmeyin, yüreğinizi ferah tutun,” öğüdünü vermeyi de ihmal etmeyeceğim...
Bütün mevkilerinizi, unvanlarınız bir tarafa koyun ve beyninize, yüreğinize tatil vererek kendiniz olun...
“Ete kemiğe bürünün âdem olun görünün,” diyeceğim meselâ...
Hepsi bu!
*
Ya da “Ne kadar sıkıntınız varsa, derdiniz varsa atın içinize... Ve yiyin bitirin kendinizi! Bakalım neyi halledeceksiniz,” diyeceğim ya, hiç bir şeyi halledemeyeceğinizi gördüğünüzde kendinize verdiğiniz eziyetten dolayı pişmanlık duyacağınızı siz zaten biliyorsunuz...
*
Velhasıl sonuç itibariyle bugün cuma ve ne taraftan bakarsanız bakın güzel bir gün...
Hatta cumartesi ve pazar gününden bile güzel...
0 yorum:
Yorum Gönder