ÜZÜNTÜ DUYUYOR İNSAN…
Dört kez gittiğim KKTC’de (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) tanıştığım insanların Türkiye’ye bakışları olumlu…
Üstelik de Türkiye’yi arkalarında bir güç olarak görüyorlar…
Türkiye’ye inanıyorlar ve bugünlerini Türkiye’ye borçlu olduklarını da biliyorlar…
Ha! KKTC halkının genelini ele aldığımızda “Türkiye’ye karşı top yekun bir gönül bağlılıkları var mı?” derseniz, “Yok!” derim.
Üstelik de bunun böyle olduğunu sağır sultan da biliyor…
Böyle bir gerçek ortadayken, benim ülkemin başbakanı televizyonlarda, bütün dünyaya karşı, "Kuzey Kıbrıs'ta son günlerde provokatif eylemler var. Güney'le beraber yapıyorlar. Bize 'defol' diyorlar. Türkiye'ye karşı böyle bir eyleme hakları yoktur. Benim müsteşarımın aldığı 5 milyar küsur... Beyefendi 10 bin lira alıyor bir de bu eylemi yapıyor utanmadan. 'Türkiye buradan çek git' diyor. Sen kimsin be adam... Şehidim var gazim var, stratejik olarak ilgiliyim. Kıbrıs'ta Yunanistan'ın ne işi varsa Türkiye'nin Kıbrıs'ta stratejik olarak o işi var. Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır. Destekliyoruz, karşılığının olması gerekmiyor mu?" diyor.
Sayın başbakan öfkelenmesinde haksız mı?
Değil!
KKTC’de yapılan eylemde Türkiye aleyhine açılan döviz ve kullanılan söylemler Türkiye için üzüntü verici değil mi?
Evet, üzüntü verici…
Peki, bu gibi durumlarda bir başbakanın yüklendiği sorumluluk itibariyle kullanacağı her sözün içeride ve dışarıda -kasıtlı ya da değil- ciddi tepkiler alacağı da bir gerçek olduğuna göre, bu üslup, bir başbakana ne kadar uygun düşer?
Bence düşmez…
Hiç kuşkusuz tepkiyi en derinden anlatan diplomatik ifadeler kullanılabilirdi.
Ama olmuyor işte…
Bizim başbakanımız diplomatik dili kullanmasını ya öğrenemedi ya da öğrenmek istemiyor.
Belki de bilerek kullanmak istemiyor…
Halk, belki de başbakanın tehditvari ve meydan okuyucu yanını seviyor kim bilir!
Seviyor ama diğer taraftan da muhatabını (Bu işte suçu günahı olmayanları) ciddi şekilde yaralıyor…
…
İşte sayın başbakanın yukarıda sarf ettiği sözün de gecikmeden yanıtı geliyor.
KTÖS Genel Sekreteri Elcil, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı için “Bu adam yoldan çıktı!” ifadesini kullanırken, KTOEÖS Başkanı Eraslan de “Bizi Rumlarla işbirliği içinde gösteren insan Hizbullah’la işbirliği içindedir” diyerek tartışma mezrasını başka bir boyuta taşımak istemiş…
*
Hadi buyurun bakalım! Şimdi de biz bize düştük…
Kuzeydekiler bu durumdan üzüntü duysalar da güneydekiler pek de memnun olmalılar…
*
Bence, bir ailenin hırçın çocukları da sakin çocukları de olacak… Önemli olan burada aile reisinin o aileyi, derleyip toparlamayı bilmesidir…
Hırçın çocuklarını daha da hırçınlaştırmak değil.
Ne diyeyim ki bu durumdan her sağduyulu yurttaş gibi ben de üzüntü duyuyor insan…
Hepsi bu!
0 yorum:
Yorum Gönder