“BİR ÇAY, BİR DE KİTAP”
03.02.2011 Perşembe günkü Habermanşet “BİR ÇAY, BİR DE KİTAP” manşetiyle çıktı okurlarının karşısına.
Bu başlığı okuduğumda öğrencilik dönemlerim aklıma geldi...
Marmara Üniversitesinde Yabancı Diller (Fransızca)’de lisans, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimlerde Yüksek Lisans eğitimini aldığım dönemler...
O zamanlar, bir çay bir de kitaptı benim hayatım...
Bir de gecenin en sakin yanına sığınışım vardı ki, o da bana kalsın.
Gündüzün hengâmesinde nasıl da beklerdim gecenin sessiz ve korumacı yanına sığınmayı...
Gecenin en derin yerinde çayımı yudumlarken çıkarttığım höpürdetme sesinden nasıl da keyif alırdım anlatamam!
*
“Bir çay, Bir de Kitap”
Yıllarca, gecelerin üzerime yağdırdığı uyku yağmurlarına direniş gösterirken, bir taraftan da okumaya çalıştığım kitaplarımın buharlaşan harflerini bir solukta beynimin hücrelerine kadar gönderirdim. Uyku yağmurları altında beni rahatlatan o anın hiçbir zaman anlatılamayacağını, yaşamak gerektiğini söylemek isterim.
*
“Bir çay, Bir de Kitap”
Evde, yazlık çay bahçelerinde, sahilde...
Denizin köpüklü halinin seyredildiği bir bankta meselâ...
Meselâ, denizin kimi zaman hırçın kimi zaman sakin bir biçimde sahili döven dalgalarına denk gelindiğinde, sakin dalgaların çıkardığı sesin, insan ruhuna verdiği doyumsuz rahatlıkla kitapların; kapakları arasında korumaya aldığı başkalarına ait yaşamların, sizin yaşamınızla tanışmaya başlayışını nasıl da keyifle, şaşkınlıkla, kahkahayla ve kimi zaman da hüzünle yaşıyor insan?
Hatta kimi zaman, okunan her satırda, her sözcükte hırstan deliye dönüyor da elinden hiçbir şey gelmiyor insanın...
*
“Bir çay, Bir de Kitap”
Bu tadı yaşamak için önce kitabı ve çayı sevmek gerek...
Çayın ve kitabın buluştuğu anı, insanın iç dünyasında yarattığı o inanılmaz değişimi hissetmek, o hissi vücudun kimyasıyla barıştırmak gerek...
Çayın soğuk ya da içilemeyecek kadar sıcak olmasının; kitabın bir solukta okunanının ya da okunamayacak kadar ağır olmasının hiç önemi yok...
Önemli olan; kaynar çayın dinlenme, okunamayacak kadar ağır kitabın da okunma zamanını bilebilmek gerek...
Yeter ki insan, çayını keyifle yudumlamaya, kitabını keyifle okumaya şartlandırsın kendini...
*
Bir çay, bir kitap ve bir de kıraathane...
Bir dost, bir arkadaş ve bir de sohbetin en hası...
Büyükçekmece’de 3. dönem belediye başkanı seçilen Başkan Dr. Hasan Akgün’ün sloganı -bence- “Her kıraathaneye bir kütüphane!” olsa gerek...
Bu çalışmayı başlatan Başkan Dr. Hasan Akgün’e “Geliri olan her Büyükçekmeceli’nin bir kitap borcu olmalı,” diyorum.
Gelin, “Kıraathanelere kütüphane” için bir tane bile olsa kitap desteğinde bulunalım.
50 kitap benden...
Başkanın kuracağı kütüphanelere hediyem olsun...
Her bir okuyucum bu çalışmaya bir kitapla destek olduğunda, kaç kıraathanede, kaç kütüphane kurulur düşünsenize!
*
Evet, “BİR ÇAY, BİR DE KİTAP”
Ve her bir kitap, yeni bir dünyadır okuyan için!
0 yorum:
Yorum Gönder