“BABA NEREDESİN?” YAZARI ÖKSÜZ KALDI
Sevgili dostum, “Baba Neredesin?” kitabının yazarı ve Gerçek gazetesi Köşe Yazarı, Uzakdoğu Sporları Usta Öğreticisi, Kamil Uci -yaşamında da hep aradığı, hep özlediği- babasını önceki gün 76 yaşında (D.1935) kaybetti...
Onun “Baba Neredesin?” kitabının arka kapağı için yazdığım yazıda demek ki ‘babasızlığı, baba özlemini” yeterince anlatabilmiş olmalıyım ki, o yazımı kitabında kullandı.
Uci, ogün yaşayan babasını, dün sonsuz yolculuğuna uğurladı...
*
Her ölüm insanın son noktasını hatırlatırken, yine her ölüm, geçmişten günümüze anılarda yolculuk da yaptırıyor mu?
Evet, “Hepimiz öleceğiz,” derken; çocukluğumuz da gözümüzün önünden koşarak geçip gitmez mi?
Düşünsenize bir kere! Babamız evden her çıkışında onun işe gitmemesi için, -gidiyorsa da bizi de götürmesi için- nasıl da yırtınırdık...
Onun yokluğu bizim korkumuzmuş gibi zannettiğimizde, sarılırdık paltonsunun ya da ceketinin eteğine...
Vazgeçmezdik ondan, bırakmazdık onu. Çünkü o en büyüktü.
En kuvvetli,
En bilgili,
En yürekli,
En Çalışkan,
Çocuğunu en iyi koruyan...
Ve bütün ‘en’leri onun için sıralardık... “İşte o benim babam!” dediğimiz adamı, nasıl da kocaman görürdük, hatırlasanıza...
Onun oğlu veya onun kızı olmak bize nasıl da gurur verirdi...
*
Birkaç gün görmediğimizde rüyalarımıza girmez miydi?
Ve bir tarafımızda hep onu kaybetme korkusu -bizim için her zaman güneşe gölge, yağmura dulda olan babanın yokluğu ve o yokluğun verdiği huzursuzluk, bizi yiyip bitirmez miydi?
Mutluluğumuzda da, sıkıntılarımızda da gözlerimizin içine baktığında, beynimizi ve yüreğimizi onun kadar kim okuyabilirdi ki?
*
Çocuksu dünyamızın gök gürültülü gecelerini gündüze çeviren o şimşek çakmaların korkutuculuğunda, babamızın koynuna sessizce nasıl da sıvışırdık hatırlasanıza!
Çocukken hep yanaşıp, yılıştığımız gibi, büyüyünce de aynısını yapmaz istemez miydik?
Kocaman adam olsak bile yine de babayla oyunlar oynamak nasıl da keyif veriyor bilmiyor musunuz?
Böyle bir güç işte babalık...
Böyle bir güven...
Böyle bir lütuf...
Ya kaybettiğimizde...
Ya bunların hiç birini hiçbir zaman yapamayacağımızın farkına vardığımızda!..
Zor!
Gerçekten zor ve acı...
Hayallerin yıkımı gibi bir şey...
*
Benim hayallerim 1999’un 24 Ekim’inde yıkılmış, güneşte gölgem, yağmurda duldam olan babamı kaybetmiştim.
Önceki gün (1 Şubat 2011) sevgili dostum, meslektaşım, “Baba Neredesin?” kitabının yazarı Kamil Uci kardeşim de babasını kaybetti...
Kamil Uci, “Baba Neredesin?” adlı kitabında bir evladın babaya olan özlemini, yüreğinde hapsettiği sözcüklerle nasıl da anlatmayı başarmıştı...
Nasıl da bir evlat için babanın; yokluğun özlemin, bekleyişin ve yalnız oluşun kulakları çınlatan bir feryat olduğunu, nasıl da resmetmişti kitabında...
Şimdi de o feryadı kendisi yaşıyor...
Merhum Osman Uci Beyefendi’nin ruhu şad, mekânı Cennet olsun...
0 yorum:
Yorum Gönder