20110202 - BURAYA KADAR MIYMIŞ?

BURAYA KADAR MIYMIŞ?

 “Çirkin kral”

“Taçsız kral”

 “Gönüllerin kralı”

Bunların hepsi de, topla tüfekle yıkılamayacak krallıklar...

Bunların hepsini de, sevginin ve sevdanın kuşattığı, halkın sahiplenip, bağrına bastığı, uğrunda ölümü bile göze alabilecek kadar gözün pek, yüreğin tutsak olduğu krallıklar...

Görünürde ne hanı, ne hamamı; ne sarayı ne köşkü olan korkusuzca, güven içinde, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşanılan krallıklar

*

Gelin görün ki, bunları bir yana bırakıp saraylarda altın varaklarda, kendileri için oluşturdukları yalancı cennetlerinde yaşayanlar, ömürleri boyunca, en küçük bir korku sonrasında bile sahip olduğu topunun, tüfeğinin namlusunu hiç çekinmeden halkına çevirenler, bugünlerde yine kendilerinin yarattıkları korku cehenneminin en narındalar.

Bundan sonrasında ya geçmişin bedelini ödeyecekler. Ya da geçmişten buyana kendilerine sakladıkları hak ve yetkilerin önemli bir kısmını halka dağıtacaklar...

Bir ihtimal daha var mı bilemiyorum...

Hani bir ihtimal daha varsa eğer o da ya kaçmak olur, ya da ölmek...

Ötesi yok!

*

Bundan sonrasında dönüşü yok...

Tıpkı, Erişme Kontrollü Karayolu’nda (Otoyol’da) seyreden sürücünün dönüş yapamayacağı gibi dönüşü yok. Öyleyse kötü yazgılarını görecekler kuşkusuz...

Maymun gözünü açtı, artık...

Artık dünya krallıkları kaldırmıyor...

Ve zaman; ‘değişim’ zamanı, bir şeyler yapma zamanı...

Onlar, -geç de olsa- anladılar bunu...

*

İlk kralı; -sözüm ona- dünyanın özgürlükler krallığı olan ABD yok etti...

Hem de Irak halkını kullanarak ve Irak halkını katlederek...

Özgürlüklerin yaşatılmadığı ülkelerde, kralların saltanat hamaklarında, halkının başına dünyaları yıktığının farkında olmadan keyiflerince sallanırlarken, şimdiki kralların, krallıklarını çatırdatan öncü kâbusları görüyor oldukları da gün gibi ortada...

Tunus Kralı kaçıp gitti...

“Kurtuldu” demiyorum! Kaçıp gitti.

Şimdi sırada Mısır’ı otuz yılı aşkın bir süredir tek başına yöneten Mübarek’in krallığı(!) neredeyse gitti, gidiyor...

Sırada Ürdün, Libya, Fas, Yemen, Cezair, Suudi Arabistan kral ya da liderleri var.

Hiç kuşkusuz bu kral ve liderler; yıllardır süregelen saltanatlarını, şöyle yeniden gözden geçirecekleri günlerin gelip de geçiyor olduğunu hatırlamışlardır herhalde...

Yoksa görünen o ki her birinin ülkesinde devrim kaçınılmaz olacak...

Kanlı olması da, kansız olması da onların kendi ellerinde...

Artçı şoklar önden sinyali verdi nasıl olsa...

Vakit varken vakit önlem alma vakti olsa gerek...

Korkunun ne ecele ne de değişime faydası var...

Bu ülkelerde er ya da geç değişim olacak...

*

Baskıyla ülkeyi yönetenler “Buraya kadarmış!” demesini bilecekler...

Ya da değişimin gücünün önünde yok olacaklar...

Tarih değişime direnenlerle, değişime ayak uydurabilenlerin örnekleriyle dolu...

Bundan sonrasını da yaşadıkça  göreceğiz...