web 2.0

31 Ocak 2011

20110201 - "EŞKIYA MISINIZ SİZ?"


 “EŞKIYA MISINIZ SİZ?”

CHP’li vekiller “Bu yapı içinde, bütün unsurları, anayasal ve meşru zemin içinde direnmeye ve muhalefete çağırıyoruz. Söylediğimiz budur: Bunun yol ve yöntemleri, vurmadan kırmadan, meşru zeminlerde her zaman için demokrasilerde bulunur” diyerek “Topluma direniş çağrısı” yapmışlar.
Peki, Sayın Başbakan ne demiş?
“Böyle sorumsuzluk olur mu? Eşkıya mısınız siz? Ne zamandan beri anarşi CHP’de politika haline geldi?” demiş.
Oysa ‘Direnme’ sözcüğünün içinde ‘ayak diremek’ var, ‘inat etmek, ısrar etmek’ var. ‘Eşkıya’lığı çağrıştıran bir ifade yok. 
Hepsi bu?
Peki, eşkıya ne demek?
“Dağda, kırda yol kesen hırsızlar, haydutlar”
TDK (Türk Dil Kurumu)’da ikinci bir anlamı var mı?
Yok!
Öyleyse bu itham biraz ağır değil mi sizce?
*
Ne demiş CHP’li vekiller?
Bu yapı içinde, bütün unsurları, anayasal ve meşru zemin içinde direnmeye ve muhalefete çağırıyoruz. Bunun yol ve yöntemleri, vurmadan kırmadan, meşru zeminlerde her zaman için demokrasilerde bulunur” demişler.
Protesto etmeye, sokaklara dökülmeye, döviz ve pankartlarla neden ve neye direnme yapıldığının anlatılması yok mudur, meselâ?
Ben ‘vardır’ diye biliyorum...
Cumhuriyet mitingleri bunun en yakın örneği, değil miydi?
Bunların hepsi de demokrasi çerçevesi içerisinde ‘vurmadan, kırmadan’ olmadı mı?
*
 ‘Başörtüsü yasağı’ ile ilgili yapılan direnme eylemleri, protestolar kendiliğinden mi oluyordu sanki?  
Bu yasağın kaldırılması direnilmesi gerektiğini söyleyenler, sokaklara dökenler, yok muydu?
Peki, bunları yapanlar ‘eşkıya’ mıydılar?
Ne münasebet! Elbette değillerdi.
Ne onların sokaklara dökülmesi konusunda telkin verenler ne de sokağa dökülenler ‘eşkıya’ oldukları gibi, CHP’li vekillerin de muhalefetlik görevinin kendilerine verdiği yetkiye dayanarak, halktan böyle bir talepte bulunmaları ‘eşkıyalık’ olarak tanımlandırılabilir.  
Öyle tahmin ediyorum ki, bu sözcük, yorgun ve yoğun olan Sayın Başbakan’ın ağzından bir çırpıda çıkmış olan bir sözcüktür, diye düşünüyorum.  
Keşke kullanılmamış olsaydı...
*
Maalesef ana muhalefet lideri de, muhalefet lideri de aynı yanlışın içine düşüyorlar. Hiç de konumlarına yakışmayan ifadeler kullanabiliyorlar.
Aslında bu durum üzüntü verici bir durum...
Hem üzüntü verici hem kaygı verici ve hem de düşündürücü...
*
Anlaşılan millet biraz da ‘eşkıya’ sözüyle oyalanacak ve biraz da bu şekilde zaman geçirecek...
Dün başka bir şeydi, bugün eşkıya, yarın bir başka konu, oyalanıp gitmiyor muyuz zaten.
Bir taraf alkış tutuyor, bir taraf sinir küpü...
Böyle sürüp giderse ‘uzlaşı’yı bu işin neresine koyarız usta...
Koyabilir miyiz?
Bence, biraz oksijene, sözde olmayan ‘hoşgörü ve anlayışın’ yaşama geçirilmesine ihtiyaç var...
Biraz dinginliğe ve dinlenmeye...
Sağlıklı siyaset, sağlıklı ilişki, sağlıklı devlet ve siyaset adamlığı ve sağlıklı yönetim için...
Haksız mıyım?





0 yorum:

Yorum Gönder