20 Şubat Önemli Tarih
Eleştiri dolu yazılar yazma yanımız biz gazeteciler için en has yanımız…
En alkış alan, en coşturan, en uçuk kaçık yazılarımız ve söylemlerimiz hep eleştiri üzerine…
Elimize ve dilimize birini dolamaya görelim. Allah ne verdiyse yüklenir dururuz…
Lafın ne önünü düşünürüz, ne arkasını…
Hani “Vurun Abalı’ya!” denilir ya öyle işte…
Vurdukça vurur, yüklendikçe yükleniriz: kalemimize ve dilimize doladığımız ‘Abalı’larımıza…
O zaman da; lafı eveleyip gevelemeden, bir çırpıda sözü sahibine ulaştırmanın tadına doyum olmaz rahatlığının(!) üzerimize bıraktığı mutluluğu yaşarız…
Çok büyük işler başarmışız gibi…
İşin doğru yanları, güzel tarafları pek görünmez, daha doğrusu görmek istenmez, çoğunlukla da ön yargılarımızın esiri oluruz biliyor musunuz?
*
Bende de öyle olmuştu…
Yeni seçilen İYGAD yönetimini bir zamanlar ha bire eleştirip durmuştum.
Verdikleri demeçleri doğru bulmamış, yazdıkları basın bültenlerini eleştirmiştim. Üzerlerine vazife olmadığını düşündüğüm (bana göre vazife değildi), oysa durumdan vazife çıkartmış olabileceklerini hesaba katmadan eleştirmiştim...
Velhasıl; ben de İYGAD’ın yeni yönetimine (yani Abalı’ya) bir hayli yüklenip durdum.
Peki bu yüklenmelerimde haksız mıydım?
Hayır değildim.
Net söylüyorum. Özellikle ‘basın bültenleriyle ilgili’ eleştirilerim doğruydu.
Peki ‘doğru’ her zaman ‘doğru’ olabilir miydi?
Tabi ki değil!
Doğru’yu ‘doğru’ diye pat diye konuşmanın yerine, ‘doğru’nun söylendiği yer ve zamanın da doğru olması’ gerektiğini göz ardı ettiğimi anlamıştım ki, son günlerde doğruları bile yazarken, birkaç gün beklemeye bırakıyorum…
*
Şimdi İYGAD yönetimi dernek üyelerine bir yemek veriyor.
İYGAD; üyeleriyle bir araya gelip, genel kurul öncesi yaptıklarını, yapacaklarını paylaşacak ve üyelerinden alacağı önerilerinin yanında asıl amacın derneğe bir mekan kazandırabilme düşüncelerine destek isteyecek …
Oysa geçmiş yönetim döneminde Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Kadıoğlu’nun İYGAD’a yer vereceği (mülk olarak) yönünde bir sözünün olduğu duyumları biz gazetecileri oldukça umutlandırmıştı ya bir sonuç vermedi.
Demek ki şimdiki yönetim de “Tırnağın varsa başını kaşı” diyerek böyle bir girişimde bulunmuşlar…
Yanlış mı?
Doğru.
Yani niyet iyi, düşünce doğru, izlenen yol doğru…
O zaman biz gazetecilere de iyi niyete ve doğru düşünceye sahip çıkmak düşer.
Umarım bu düşünce hayat bulur ve gerçeğe döner. İstanbul’daki yerel gazeteciler kendi mülkü olan bir dernek merkezine kavuşurlar. İşte o zaman başta ben olmak üzere yazabileceğim en muhteşem yazıyı onlar için yazarım…
Büyük bir memnuniyetle…
*
Şimdiden; başta Başkan Abdullahoğlu olmak üzere İYGAD yönetimini kutlamak isterim…
Ameller niyetlere göre olduğuna göre 20 Şubat 2011 tarihi önemli bir tarih.
Kayıtlar
0 yorum:
Yorum Gönder