20110127 - BASIN HÜR DEĞİLDİR, SUSTURULABİLİR!

“Basın Hür Değildir, Susturulabilir!”

“Basın Hürdür, Susturulamaz!”

Söylenişinin güzelliği kadar,biz basın mensuplarında bıraktığı büyüsü de o  kadar etkili ki!

Üzerinde sayfalar dolusu eserler yazılabilen, günlerce konuşulabilen ve sıradanmış gibi  görünen bu sözün büyüsü anlaşılır gibi değil…

Evet, “Basın hürdür, susturulamaz!”

Çünkü “Basın; Hukuk gibi, Hukuk kadar’ hepimize lâzım…

*

Basın nereye kadar hür olmalıdır ki?

İnsanın mahremine girecek kadar mı  hürdür?

Özel yaşamını altüst edecek kadar mı?

Yoksa, ‘Hür’lük zırhına bürünerek, insanların sinir katsayılarını en üst noktalara çıkaracak kadar mı hürdür?

Bugün, bu sınırın neresi olduğu, nereye kadar olduğu, ‘hür’lüğün  hangi  durumlarda  kullanılacağı, aksi olursa bal gibi de görev yaptırılamayacağı gün gibi ortada değil midir.

Her şeyden önce kamu adına görev yapan bir basın meslek mensubu ‘hür’ olma sınırının nerede başladığını, nerede bittiğini iyi bilmesi gerekir ki, susturulmaya, engellenmeye meydan verilmesin.

Yine de tüm bunların yanında zorbalıklar, engellemeye çalışmalar yok mu?

Var elbette…

Basın mensuplarının görevlerini kısıtlayanları, onların haksız çıkarlarını engellediklerinden nüfuz kullanılarak yaptırımda bulunanları, ölümle cezalandırılanları, yani, basın şehitlerinin neyin sonucunda şehit edildiklerini bilmeyenimiz mi var ki?

*

Haksız  kazançlarının su yüzüne çıkarılması karşısında paniğe kapılanlar…

Haksız gelir kaynaklarına çomak  sokulanlar…

Elde edilen haksız akarları engellenenler hep basını suçlayıp, basın üzerinde yaptırım uygulanmasını ağabeylerinden istemiyorlar mı?

“Basın hürdür, susturulamaz!”

“Basın hürdür, çalışmaları engellenemez!”

*

Bugün de mi öyle?

Bugün  de basın ‘hür’ mü gerçekten de?

Bugün bir yandaş  basın, bir de yandaş olmayan basın var…

Yani taraf olanlarla, bertaraf olanlar.

Şimdi gelin de siz burada “Basın hürdür, susturulamaz” deyin. 

O zaman da ben diyorum ki “Basın hür değildir, susturulabilir!”

Susturulmamış mıdır Allah aşkına söyler misiniz?

Bu; “yandaş basın, taraf veya bertaraf olan basın” sözcüklerini ben uydurmuyorum ki…

Durum böyle olunca da basın, kamu adına değil, yandaş olduklarının adına görev yapıyor. Bunun anlamı da “Basın hür değil, yandaştır.”

Etkin güçler kendilerine engel olanları rahat yönetebilme adına, öteden beri uygulana gelen yöntemi, “Susturulamaz!” denilen basın üzerinde de uygulayarak, bölüp  parçalamış ve etkisi altına almayı (yani susturmayı)  başarmıştır…

O zaman benim aklıma da şöyle bir slogan geliyor… “İktidar yanlısı basın hürdür, susturulamaz!”

Ya gerisi!

Gerisi  pek de önemli değil…

*

Bugünkü basınımızın verdiği fotoğraf bu…

Benim makinemin deklanşörü böyle bir manzarayı görüntülüyor…

Keşke doğru olmasa, keşke!