web 2.0

23 Ocak 2011

20110124 - 24 OCAK 1993 UĞURLAR OLSUN!

24 Ocak 1993
Uğurlar Olsun!

24 Ocak 1993…
“Uğurlar Olsun!” denilerek Türkiye’nin aydınlanması, çeteleşmenin ve gericiliğin engellenmesi adına basın yoluyla verilen mücadelenin en önemli kalemşorlarından birinin durdurulduğu gün…
18 Yıldır gericiliğin ve derin devlet gücünün etkinliği, bu gücü şu ana kadar korumayı başarmış olması, şu güne kadar da faillerin bulunamayışı, bu gücün varlığını hâlâ sürdürüyor olduğu gözler önünde duruyor.
Her yerde eli-kolu olan devlet, istediğini istediği an yakalama becerisi, gücü, teknik kapasitesi olan bir devlet, bu olayın üzerine ciddi ve samimi olarak düşmüş olsaydı; Uğur Mumcu cinayetini 18 yıldır faili meçhul olarak mahkeme arşivlerinin tozlu raflarında yer alan buruşmuş dosyaların arasında  öylece kala kalmazdı.
Peki, neden bunca yıl failler bulunamadı?
Çünkü öyle  istendi!
Yoksa, öyle istenmemiş olsaydı, benim ülkemin emniyetinin bu olayı gün yüzüne çıkartması içten bile değildi…
Gelin görün ki -demek ki- işin ucu nerelere kadar varıyor…
Yoksa bunun, nasıl başka bir izahı olabilir ki?
*
Bütün bu bilinmeyen ve faili meçhul olarak daha uzun yıllar kalacağı hafızalarımıza yer etmiş olan Basın Şehidimiz Araştırmacı Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu bugün, katledişinin 18 yılında ailesi, sevenleri, düşüncedaşları tarafından -neredeyse- Türkiye’min her tarafında anılıyor…
Üzerinden tam 18 tane 365 gün, yani 6570 gün geçmesine rağmen, bugün; onun için şiirler okunuyor, yaptıkları anlatılıyor, onun düşüncelerinin “Çığ gibi  büyüyerek Türkiye’nin aydınlık geleceğinde canlı ve taze olarak kalacak” olduğu haykırılıyor her tarafta!
*
Varsın failleri bulmasın…
Bugün bulunmazsa yarın, yarın bulunmaza daha sonraki yıllarda bu, gün yüzüne çıkacak.
Failleri bulamayanlar ya da bulmak istemeyenlerse ayıplarıyla ve  utançlarıyla tarihteki yerlerini alacaklardır…
Uzun lafın kısası bu…
Evet, amaç bedenin ortadan kaldırılması ise bu başarıldı. Yok, düşüncelerin ortadan kaldırılması ise işte bunun başarılması mümkün değil!
*
Onun gökyüzünde gezinen düşünceleri, onun gibi düşünen aydın ve laik düşüncedaşların bedenlerinde ve beyinlerinde varlığını korurken; “Bedenin ölmesinin ‘ölmek’  olmadığı” nasıl göz ardı edilebilir ki?
*
Düşünce adamı olmak böyle bir şey işte…
Üreten olmak…
Beyinlerde ve gönüllerde yer edebilmek…
Bugün, Uğur Mumcu için yazılan yazılar, yapılan anma toplantıları, hâlâ ‘Uğur Mumcu Düşüncesi’nin yaşıyor olduğunu göstermez mi?
*
Evet, bugün Uğur Mumcu cinayetinin faili meçhul…
Evet, devlet bu konuda ya aciz (bunu demeye dilim varmıyor ) ya da derin devlet sessiz kalmasını istiyor…
Varsın öyle olsun…
Bugün 24 Ocak…
Varsın Uğurlar olsun!
Uğur Mumcu’nun Düşüncesi yaygın, mekânı Cennet olsun!


                                                                          

0 yorum:

Yorum Gönder