web 2.0

19 Ocak 2011

20110120 - YANLIŞ YAPILIYOR YANLIŞ!..

YANLIŞ YAPILIYOR YANLIŞ!..

Sözü eveleyip, gevelemekten vazgeçiyor, hemen konuya giriyorum.
Büyük olmak öyle sıradan bir şey değil azizim...
Sıranın da çok ötesinde bir şey...
Çok çok ötesinde hem de...
Bir kere büyük olmak; sabırlı ve hoşgörülü olmayı gerektirir...
Büyük olmak; affetmekten geçer...
Büyük olmak; ‘aklıselim’ olmak demektir ki, bilgeliği taşır içinde...
Büyük olmak; bazı şeyleri görmemek, yaşanan olaylar üzerine hemen yorum yapmamak, sıcağı sıcağına gelen bilgileri bir müddet soğumaya, dinlendirmeye bırakmak demektir...
Büyük olmak, etraftakileri kontrol edebilmektir. Yağcıları da, dalkavukları da çok fazla etrafında barındırmamaktan geçer...
*
Oysa geçenlerde açılışı yapılan “Muhteşem Arena”nın muhteşem açılışına düşen ‘tatminsiz ifadeler’ her şeyi altüst etti...
Büyüklerin ‘büyük’ olmadıkları ortaya çıktı...
Kraldan çok kralcılar, kralı(!) öyle zor duruma soktu ki, çık bakalım işin içinden çıkabilirsen...
Oysa büyük olmak, yanmak ve pişmekten geçer...
Belki de büyüklüğün en önemli göstergelerinden biri de ‘yanmak’ göstergesidir.
İnsanlar da ateşte değil, olayların içinde pişip olgunlaştıklarına göre, çok fazla söz söylemeye ne hacet...
*
Şimdi düşünüyorum da o yuhalama sonrasında (Nedeni ne olursa olsun yanlış) sayın başbakan stadı terk etmeyip, oradakilere, -o kendine has üslubuyla- hitap etmeliydi, diyorum.
Keşke, konuşma arasında TOKİ başkanının ‘haddini aşan tahrikkâr’ konuşmalarına bir şekilde değinip, bu anın hep birlikte keyfini çıkartmak, gururunu paylaşarak yaşamak istediklerini söyleyip, maçın hiç olmazsa yarısını da izledikten sonra ayrılsaydı, sonucu nasıl olurdu siz bir düşünün!
Bunu yapmak Başbakan Erdoğan için hiç de zor bir şey değildi...
Ama öyle olmadı, bu protestonun altında bir ‘komplo’ arandı.
Beklentiler sükût-u hayale uğrayınca, içgüdüler ve etraftakilerin Galatasaray başkanına karşı var olan önyargıları birden bire su yüzüne çıktı ve biran önce oranın terk edilmesi yönünde hareket edildi.
*
Sayın başbakan bunun altında bir komplo ararken, ben de asıl komplonun TOKİ başkanı tarafından Sayın Başbakanın bizzat kendilerine yapılmış olabileceğini düşünüyorum, desem...
Meselâ “TOKİ başkanının yaptığı konuşmayla oradakileri tahrik ettiğini (Tekrar söylüyorum, yuhalamayı hiç mi hiç haklı bulmuyorum) bunun sonucunda, çoğu genç insanlar topluluğu olan muhatabın, bu tahrikkar sözler karşısında saldırı içine girmişlerdir,” desem bana hak verir misiniz?
Bu durumda “Ben kendimi haklı değil, önyargılı ve kasıtlı bir değerlendirme yapmış biri” olarak bulurum.
Öyleyse, Sayın Başbakan ve şürekâsının, böyle çok özel bir organizasyonun altında ‘komplo’ araması da gerçeğe o kadar uzaktır.
Gelmiş geçmiş hiçbir Galatasaray Kulübü başkanı böyle bir saçmalığa izin vermez.
*
Büyük olmak böyle bir şey değil...
Büyük olmak; dalgaları sakinleştirmek, heyecanı dindirmek gibi bir şey...
Büyük olmak; o kadar kolay olsaydı herkes büyük olmaz mıydı?
Oysa etrafınıza şöyle bir bakın, kaç tane ‘büyük’ görebiliyorsunuz?
Görebiliyor musunuz?




1 yorum:

reyhane dedi ki...

Merhaba efendim,kitabınız geldi, teşekkürü blogumdan etmek istedim.
http://reyhanlahersey.blogspot.com/2011/01/ne-zor-seymis-yasamak.html

Yorum Gönder