web 2.0

29 Aralık 2010

20101230 - ŞAŞIRMA TÜRKİYE, ALIŞ!

ŞAŞIRMA TÜRKİYE, ALIŞ!

Ben bu günlerde Baba Süleyman’ı arıyorum galiba…
O dönemlerde fakirdik, ama mutluyduk…
Coplanıyorduk ama konuşuyorduk, öğretim görevlileri öğrencileri sahipleniyordu…
O nedenle zaten onun üniversitelerindeki rektörleri, öğretim üyelerini, öğretim görevlilerini arıyorum galiba…
Hani, sloganlar atılıp yürüyüşler yapıldığı, protestolar edildiği halde yine de öğrencilerin kimliklerini toplayıp topluca üniversiteden kovdurtmayı ve kovmayı aklına getirmeyen o dönemin iktidarlarını, rektörlerini; çağ atlamış modern Türkiye’nin iktidarını ve rektörlerini aratıyorlar ya helâl olsun…
Anladım ki biz gerçekten de çağ atlamışız…
Demek ki ülkeyi bu noktaya getiren, 12 Eylül’e davetiye çıkaran o dönemleri bu şekilde anmak da varmış günün birinde…
Boşuna “Ne oldum deme, ne olacağım de” diye de boşuna dememişler,
Gerçekten de öyle…
Gerçekten de çağ atlayan iktidar, çağ atlatacak olan üniversiteleri muma çevirdi muma…
Tıpkı orta mektep talebeleri gibi yaptılar koskoca üniversite öğrencilerini…
İşçileri, memurları muma çevirdikleri gibi…
*
Celal Bayar Üniversitesi Rektörü’nün yaptığı bu tehdit bana neyi hatırlattı biliyor musunuz?
Despot bir aile reisi olan tutucu bir babayı…
Çocuklarına asla söz hakkı tanımayan, evde her istediğini yapan evlatlara sahip babaları hatırlattı…
Ne var ki o gibi babaları önce evlatları terk etti…
Sonra eş ve dostları…
Sonra da tek başlarına kaybolup gittiler…
Kimseler farkına bile varmadı kayboluşlarının…
*
Bir zamanlar ben de, kendi çocuklarına baskı yapmayı denemiş bir baba olarak şimdi ne kadar da kızıyorum kendime…
Oysa onlar kendilerini anlamamı istiyorlardı benden. Hepsi bu. Bir zamanlar onların yerinde olduğum dönemleri hatırlamamı…
Bense anlayamıyordum…
Oysa yok yere kavga ettiğim çocuklarımın taleplerini ‘keşke’ yıllar önce dikkate alsaydım, diyorum…
Soru soran, sorgulayan, özür diletmesini de, özür dilemesini bilen evlatlara bizim o kadar çok ihtiyacımız var ki!
Tehditle hangi baba çocuğunu eğitmeyi başarabilmiş ki ben başaracaktım, Mehmet Pakdemirli Hoca başaracak…
Onlar slogan atmadılarsa rektör babalarının tehditlerinden mi atmadılar sanki.
*
Tıpkı evlatlarını evden kovma tehdidi savuran babalar gibi; Rektör Mehmet Paktemirli de öğrencilerini üniversitesinden(!) kovmakla, onların gençlik gururlarıyla oynamakla, gençlik psikolojisini, öğrenci psikolojisini anlamayacak kadar onlara uzak olmakla anılacak…
Çocuğu üniversitede okuyan bir baba olarak Rektör Pakdemirli'nin bu davranışına sadece ve sadece ‘üzgünüm!’ diyebiliyorum…
Zaten ne dilimden ne kalemimden ne de elimden başka da bir şey gelmiyor…
Demek ki tehdit ve korkutma yalnızca cahil insanların işi değilmiş…
Demek ki rektör konumuna gelmiş insanlar da tehditle, yarınları emanet edeceğimiz gençleri korkutabiliyorlarmış, baskı altına alabiliyorlarmış…
Demek ki öğrenecek daha çok şeyimiz varmış…
Çookk!..
Şaşırma Türkiye…
Alış! Sadece alış...
Alışabilirsen tabi…

0 yorum:

Yorum Gönder