BENCE ÖNEMLİ BİR İLAHİYATÇI
24 Aralık cuma günü Isparta’da Hotel Basmacıoğlu’ndayız…
Seminerimiz saat 19.00’da başlayacak…
Bende bir heyecan ve bir tedirginlik var ki sormayın gitsin…
Aslında otele giriş yaptığımız perşembe gününden itibaren içimdeki sıkıntı ve tedirginlik bir türlü gitmek bilmedi…
Otel işletmecisinin soğuk yüzü, taleplerimiz karşısında donuk ve insanı tedirgin eden yaklaşımından da etkilenmiş olabileceğimi düşündüm…
Son kez teknik donanımlarımızı da kontrol ettikten sonra, işin rayına giriyor olduğunu görmek biraz olsun içimi rahatlattı…
Tek bir tedirginlik vardı o da 200 kişinin karşısına çıkıp açış konuşmasını yapmak…
Artık misafirlerimizi bekliyoruz.
Onlar da peyderpey geliyorlar…
*
Biran için otelin lobisinde hafif bir hareketlenme yaşandı.
Seminerimizi çekecek olan kameraman Ali Bey bana, “Doc. Dr. Nihat Hatipoğlu Beyefendi”nin geldiğini söyledi.
Özellikle ramazan gecelerinde Star televizyonunda tanıdığım; insanı etkileyen anlatım biçimine hayranlık duyduğum, Sayın Nihat Hatipoğlu’nu daha yakından tanımayı doğrusu ben de çok istiyordum.
Kendisiyle tanışmak ve kendisine bir ‘merhaba’ demek için yanına gittiğimde, o renkli camın içinden seyrettiğim, yüzü hep tebessüm dolu olan güzel insan, aynı tebessümle etrafını çembere almış insanlarla konuşuyor, meraklılarının sorularını yanıtlıyordu.
*
Nihat Hoca, Isparta’ya bir radyonun davetlisi olarak gelmiş.
Kısa bir tanışma faslının arkasından seminer sonrasında otelde bir araya gelmek için sözleştik.
İşte bu karşılaşma benim için geçen haftanın ikinci mutluluk verici tesadüfüydü.
Her ikimizin de programları bitip de otel lobisinde yeniden bir araya geldiğimizde hem daha yakından tanışmaya hem de sohbetimize başladık.
Tıpkı, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş Hoca’mda gördüğüm o nezaket, Doc. Dr. Nihat Hatipoğlu Beyefendi’de de vardı.
Kendisine takdim ettiğim son kitabım üzerine konuştuk; yazmak üzerine, programlarının ilgiyle izlenirliliği üzerine…
Biz konuşurken sevenleri de etrafımızda bekleyip, konuşmamızın bitmesini bekliyorlardı.
Sonra, İstanbul’da çay içmeyi bahane ederek, birbirimize sohbet sözü verdikten sonra yanından ayrıldım.
Neredeyse gece yarısı olmuştu.
Yarın yeni bir gün başlayacaktı…
Meğer ne çok seveni varmış. Kıskanmaksa, kendisini kıskanmadım desem yalan olur…
Oradaki herkese karşı içtendi, doğaldı.
En önemlisi de onlarla konuşurken -sanki- günün yorgunluğunu çoktan unutmuş gibiydi.
*
Gerçekten şansız mıymışım, şanslı mıymışım, ne dersiniz?
Ben, kendi adıma, kendimi şanslı görüyorum, çünkü Beyefendi’nin kısacık konuşmasından feyz almıştım.
Dün de yazdığım gibi “Nereden baktığımıza bağlı!”
Çünkü o, önemli ve etkili bir ilahiyatçı.
Not: Yarın Ünlülerin Ünlüsü Ahmet AKSAKAL
ile ilgili izlenimlerini paylaşacağım efendim…
0 yorum:
Yorum Gönder