web 2.0

1 Haziran 2010

20100601 - İNSANİ YARDIM DİPLOMASİSİ

İNSANİ YARDIM DİPLOMASİSİ

DİPLOMASİ: Yabancı bir ülkede ve uluslararası toplantılarda ülkesini temsil etme işi ve sanatı, olarak tanımlanırken, diğer taraftan TDK sözlüğünde; Güç bir görüşme sırasında gösterilen ustalık ve beceriklilik olarak da tanımlanıyor.

Aslında ‘diplomasi’yi açıklayan başka ifadeler olsa da sanırım bu iki tanım bize diplomasinin ne olduğu ya da olmadığı ile ilgili bilgi veriyor...

*

Şimdi varmak istediğim noktaya geliyorum...

Günlerce konuşuldu durdu: Türkiye Filistin’e insani yardım gönderecek...

Ne güzel.

Bu insanın iç dünyasını huzura boğan bir davranış...

Yardımın yapılacağı yer neresi?

Bir başka ülke...

Yani Filistin.

Yani uluslararası diplomasinin işlemesi gereken bir yer...

Peki, işlemiş midir?

Görünüşe göre uluslararası diplomasi işlememiştir.

Eğer işlemiş olsaydı, Dış İşlerimiz İsrail Dış İşleri ile gerekli temasları kurup, gelecek olan gemide silah değil, sadece ve sadece insani yardım olduğu yönünde ikna çalışmaları yapıldıktan sonra yola çıkmış olsaydı ne insanımız ölmüş olacak ne de diplomatik sıkıntı çekmiş olacaktık.

*

Dışişleri uzmanı değilim elbette, ama hayat tecrübem, gördüklerim ve okuduklarım bunun öyle olması gerektiğini söylüyor bana...

Bunlar ne kadar yapılmıştır?

İsrail’den nasıl bir güvence alınmıştır.

Çalışmalar konusunda Türk halkı ne kadar bilgilendirilmiştir?

Belki de yapılan insani yardıma İsrail tarafının bu kadar şüpheci ve katı yaklaşabileceği hesap edilemedi kim bilir?

Gemi sefere çıkmadan birkaç gün öncesinde İnsani Yardım Vakfı Başkanı “Saldırırlarsa gereğini yaparız,” diyerek beyanatını vermişti.

Açıkçası böyle bir beyanat da uluslar arası diplomaside asla yer almayacak bir beyanat, diye düşünüyorum.

Ayrıca bir ‘İnsanı Yardım Vakfı Başkanı’ neye güvenerek böyle bir beyanat verebiliyor?

Biz millet olarak duygusal bir milletiz ve heyecanı seviyoruz.

Evet, bu doğru...

Maalesef çoğunlukla da duygularımıza mağlup oluyoruz.

*

Peki, bundan sonra ne olacak?

Sayın Başbakan nasıl bir “One minute!” diyecek merak konusu!

Önümüzdeki günler gerçekten sisli...

Hatta karanlık...

Bu süreç içerisinde Türk Dış İşleri başlangıç diplomasisinden sınıfta kaldı.

Bu zamana kadar pek bir varlık gösteremeyen diplomasi, bundan sonra nasıl bir yol izleyecek bilmiyoruz...

*

Diplomatik yollardan yapılan çabalar insani yardımın yerine ulaştırılmasını sağlayacak mı?

Neden geminin içinde İsrail devletinin ileri sürdüğü gibi silah olmadığı, insani yardım malzemesi olduğu, bunun kontrolünü de karşılıklı olarak birlikte yapılabileceği önerisi iletilmedi?

Neden bu noktaya gelindi ve bu kadar insanımızın ölümüne neden olundu?

Bunun suçlusu kim?

Ve bundan sonra ne olacak?

Yeni bir ‘One minut’ ne kadar etkili olacaktır?

Ya ölenler!?

Türkiye’nin başı sağ olsun...

0 yorum:

Yorum Gönder