SAYIN BAŞBAKAN VARSAYIN Kİ GEVEZELİK EDİYORUM!
Sayın Başbakan bu hezeyan niye?
Neden “Kılıçtaroğlu” adı sizi bu kadar sinirlendiriyor?
Neden, daha henüz adam koltuğuna bile oturmadan eleştiri bombardımanına tutmaya başladınız?
Kılıçtaroğlu’ndan yana sıkıntınız nedir ki?
Yoksa Anadolu’dan gelen istihbaratlar AKP için umut verici değil mi?
Oysa ben sizin başka açıklamalarınızı da biliyorum.
Size laf atıldığında ya da başkaları ile ilgili şu veya bu şekilde olumlu bir şeyler söylendiğinde, “Biz işimize bakıyoruz, boş işlerle, boş laflarla uğraşmıyoruz. Ortaya bir şey koysunlar da görelim” derdiniz. Ve sonra da o meşhur ‘yola devam’ sloganınızla noktayı koyardınız…
Ben öyle hatırlıyorum.
Yoksa Sayın Kılıçtaroğlu, sizce de diğerlerinden farklı da, o nedenle mi bu kadar tedirginlik dolu, telaş dolu söylemler vermek zorunda hissediyorsunuz kendinizi…
*
Demek ki Kılıçtaroğlu sizin için ‘sıradan biri’ değil. Sert kaya galiba ki şimdiden önleminizi almaya çalışıyorsunuz…
Yoksa Kılıçtaroğlu’nun söyledikleri sizi fena mı korkuttu da veryansın ediyorsunuz…
Ben burada yine sizin söylediğiniz gibi söyleyeceğim. Sakin olun, telaşlanmayın, bu millet ne yapacağını bilir. Ne Tayyip Erdoğan’a ne de Kemal Kılıçtaroğlu’na sorar.
Sormaz!
Siz niye telaşlanıyorsunuz ki…
Siz koskoca başbakansınız ve önünüzde daha yapacak o kadar çok işiniz, devam edecek o kadar uzun yolunuz var ki…
Haksız mıyım?
*
CHP’de Deniz Baykal gider Kılıçtaroğlu gelir, Kılıçtaroğlu gider bir başkası gelir…
Bu sizi çok fazla ilgilendirmemeli ve kızdırmamalı da…
Ama yok, Kılıçtaroğlu’nun sakinliği, kendine olan özgüveni, hatta ve hatta bu güne kadar size bile nasip olmayan övgüye laik “Gandhi” lakabını alması, sizi gerçekten rahatsız ediyor ve hezeyanınız bunun sonucuysa onu bilmem…
Haklı olabilirsiniz…
Çünkü sizin de sorumluluklarınız, size umut bağlayanlar, sayenizde ciddi şekilde zengin olup, bulundukları yeri unutanlar var…
Bunu siz de biliyorsunuz…
Eğer tedirginliğiniz bundan dolayı ise bakın buna hiç bir şey söyleyemem…
Sizin yerinizde ben de olsam ben de tedirgin olurdum. Olurdum da sizin gibi öfke kusmaz, bu tedirginliğimi önce içime hapseder, gözlemler, rakibimin ne yapıp yapmayacağını görür ona göre strateji geliştirirdim…
Tabi bunların hepsini de siz ve sizin etrafınızdaki kurmaylarınız benden çok daha iyi biliyorsunuz ya, yine de benimkisi gevezelik olsun işte…
*
Madem ki gevezelik etmeye başladım siz bana aldırmayın da ben biraz daha devam edeyim…
Siz, “1940 model siyasetten vazgeçip, statükoya sırtını dayamaktan vazgeçip bugüne gelmelerini, dünyayı tanımalarını, milletin temel değerleri konusunda rezervlerini kaldırmalarını umuyoruz.” diyorsunuz…
Ne gereği var Sayın Başbakan. Bırakın muhalefet ne yaparsa yapsın. Rezervlerini kaldırsınlar veya kaldırmasınlar, size ne!
Sizin önünüzde o kadar büyük sorunlar var ki siz onlarla ilgilenin…
CHP kongresini yapar…
Kılıçtaroğlu’nu 7. Genel Başkan olarak seçer ve karşınıza gelir ve sizin de muhatabınız olur. O zaman da çiçeği burnunda taze bir genel başkan olarak önce ‘tebrik ve başarı’ mesajınızı ve çiçeğinizi gönderir, arkasından da gereğini yaparsınız…
Ama sinirlenmeden…
Sakin bir şekilde...
Kimsenin içişlerine karışmadan…
Ve kimseye neyi nasıl yapması gerektiğini anlatmadan…
Ve hiç kimseyi küçümsemeden…
*
Evet küçümsemeden, bence en önemlilerinden biri bu…
Lütfen rakiplerinizi küçümsemeyin…
Önemli sözler söylüyorsunuz, iyi laflar ediyorsunuz ama çoğu zaman da rakiplerinizi küçümseyerek toplum önünde küçülttüğünüzü sanıyorsunuz…
Bakın burada yanılıyorsunuz…
Bülent Arınç Bey de yanılıyor, siz de…
*
Diyeceğim o dur ki sizin bu alelacele vermek zorunluluğunu hissettiğiniz yanıtlarınız size olumsuz bir şekilde göre dönecektir, sayın başbakan…
Yüz hatlarınızın, tavrınızın ve söylemlerinizin sertliği; sizin tedirgin ve bir şeylerden korkar olduğunuzun açık göstergesidir, diye de düşünüyorum…
Ben öyle düşünüyorum…
Siz varsayın ki boş ve saçma düşünüyorum, var sayın ki gevezelik ediyorum…
Nasıl olsa yarın güneş yeniden doğacak…
Kayıtlar
0 yorum:
Yorum Gönder