TÜRKİYE İÇİN KOŞMAYA…
Bu güzel başlangıcın başlangıcı, güzel olmadı kuşkusuz…
Çok daha önceleri olmalıydı böyle bir başlangıç. Ancak, herhangi bir komplo olayı yaşanmadan…
Kafalarda soru işaretleri bırakmadan olmalıydı…
Olmadı.
Demek ki bu da yaşanacakmış!
*
Aslında bir şeye ‘kader’ denilecekse, ‘maden ocaklarında ölenlerin ölüm biçimleri’ne değil, CHP’nin son günlerde yaşadığına ‘kader’ denilmeli.
Hiç de hoş olmayan böyle bir son; belki de ülke için yararlı ve umut dolu yarınların başlangıcı olabilecektir, kim bilir?
Belki de böylesine bir ‘kader,’ Türkiye’yi çok daha güzel günlere taşıyacaktır.
Partilisi, partisizi herkes öyle olmasını umut etmek istiyor.
İlgili ilgisiz herkesin Kılıçtaroğlu’yla birlikte gözleri daha canlı, yüzleri daha güleç, yürekleri daha umutlu olmuşsa -ki öyle görülüyor- bu da AKP’nin alternatifsiz olmadığının bir göstergesidir.
Çünkü kendisine Gandhi Kemal lakabını taktığı Kılıçtaroğlu, çabucak Türk halkıyla kucaklaştı ve onun yüreğine girdi…
Söylemleri özlenen söylemlerdi.
İnsanın içini kabartıyor, yüreğini serinletiyordu. Söylemin niyetinde; samimiyet, güven, ciddiyet, inanmışlık ve masumiyet görülebiliyordu.
*
Bütün bu söylenenlerin altında çapanoğlu arayanlar, şüpheyle bakanlar da olacaktır kuşkusuz.
Hatta kızanlar, öfkelenenler, “Yapsın da görelim,” diyenler de…
Bunların hepsi de normal değil midir?
Normaldir.
Bu millet; bu zamana kadar inanıp arkalarına düştüklerinden o kadar çok sükût-u hayale uğradı ki, artık her şeye şüphe ile bakar oldu.
İşte tam da burada; CHP bu şüpheleri ortadan kaldırmakla mükelleftir. Hem de kurultayın hemen sonraki günden itibaren…
Belde, ilçe, il, MYK üyeleriyle birlikte, bütün partililer çok önemli ve tarihi sorumluluk üstlenmek için kan değişikliği yapmışlardır. Bunun içindir ki CHP’nin yaşadığı bu ‘kader,’ ileride ülke adına bir ‘keder’ olmamalıdır.
Hiç kuşkusuz, başta CHP’liler olmak üzere Gandhi Kemal’e gönül verenler, hiç olmazsa bu kez sükût-u hayale uğramak istemeyeceklerdir.
Üstüne basa basa söylendiği gibi; parti içinde de, ülke genelinde de ‘ayrışmayıp, birleşilirse; nifak sokulmayıp hoş görülü ve anlayışlı olunursa; CHP’lilik ve yurtseverlik düşüncesi ve anlayışı, bu bütünleşme ve kaynaşmada harç görevini iyi görürse,’ o zaman herkes kazanır.
İktidarıyla, muhalefetiyle; STK’larıyla; işvereniyle, işçisiyle; sıradan vatandaşıyla Türkiye kazanır, Türkiye’nin yüzü güler.
Ve işte o zaman da, “Beni anlamak demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir.” diyen Atatürk yerinde rahat yatacaktır, diye düşünüyorum…
Tersi de olursa, CHP bu vebalin altında yok olur giderler…
Haydi, o zaman “Türkiye için koşmaya…”
0 yorum:
Yorum Gönder