“BABA NEREDESİN?”
KAMİL ÜCİ
Başlığı ilk duyduğumda ‘irkilmedim’ dersem yalan konuşurum...
Hikâyesini kendisinden dinlediğimde ise iyiden iyiye meraka koydu beni...
Yüreğimi sızlattı, bir anlamda geçmişimi hatırlattı, yokluğu, yoksulluğu, çaresizliği bir çırpıda gelip geçirdi gözümün önünden, sevgili dostum...
Arayışın bütün zorluğunu, umutsuzluğunu, insanı için için nasıl da yiyip bitirdiğini hatırlattı bir kez daha...
Zaman zaman ben de “Baba Neredesin? Sana ne kadar ihtiyacım var bir bilsen!” diye defalarca içimden haykırdığım, feryat ettiğim olmasına rağmen, bir başıma kalmışlığımın beni nasıl da yiyip bitirdiğini, hatta tüketmeye kadar gittiğini anlatmaya çalışsam kelimeler ifade etmez...
Sevgili dostum Kamil için de öyle olmuş zaten...
*
Pazar günü (18 Nisan 2010) Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’ndaki dost insan Erol Yılmaz’a ait kitap standında kitabını imzalayacak...
Kim bilir kimlerin kabuk bağlamaya başlamış olan yaralarını yeniden kaşıyacak ve kanatacak...
Kim bilir kimlerin yüreklerini dağlayacak...
Çünkü “Baba Neredesin?” diye edilen feryat; özlemin, bekleyişin, yokluğun ve yalnız oluşun kulakları çınlatan feryadıdır bir evlat için.
Üstelik yaşadığı bilindiği halde, insanın babasını yanında bulamaması; en sıkıntılı ve zor günlerini sadece kendi kendine paylaşıyor olması, bir anlamda ‘dayanıklı insan’ olmak adına müthiş bir deneyim olsa gerek.
Yine de bir yanı hep zayıf hep ezik bıraksa da babasızlık...
*
Yaşam; hep arayışlarla, bir şeylerin peşinde koşmayla, bulduğunu kaybedip, kaybettiğini aramayla iç içe olan bir koşturmacadan ibaret değil mi aslında?
Bu döngü içinde insanlar; vazgeçilmez olduklarını, hiçbir şeyi umursamadıklarını, güzel veya çirkinin; doğru veya yanlışın göreceli etkisini hiç hesaba katmadan ya da gereğinden fazla hesaba katarak birbirine karıştırmazlar mı?
Tıpkı yaşamın kendisi gibi karman çorman...
Yaşamın kendisi gibi acımasız...
Sevgili Dostum Kamil Üci, pazar günü düzenlenecek olan imza gününde imzalayacağı kitabında ‘baba’ yokluğunu iliklerine kadar hisseden bir evladın; yaşama tutunma, direnme, karşı koyma ve bütün engellere rağmen başarabilmenin öyküsünü paylaşmak istemiş bizimle...
Yokluğu, yoksulluğu, hasreti, baba sevgisinin evlat üzerinde ne kadar derin izler bıraktığını, insanın hangi konuma gelirse gelsin, babasız yetişmenin onun üzerinde bıraktığı ezikliği, korkaklığı, deli cesaretini, alçak gönüllüğü ya da dik başlılığı anlatmaya çalıştığını anlatıyordu tıpkı kendisi yaşar gibi...
Bir de baba yokluğunun insanları nerelere sürükleyebileceğini henüz babaları yanlarında olan evlatlara, babalarının kendilerini anlamlarını istedikleri gibi kendilerinin de babalarını iyi ‘hem de çok iyi’ anlamalarını anlattığını yazmış kitabında...
Babasızlığın; bir evladın başarıya ve başarısızlığa katkılarını yazmış...
En son konuştuğumuzda öyle anlattı bana Sevgili Dostum, meslektaşım gazeteci kardeşim Kamil Üci...
Kalemine, yüreğine sağlık...
Daha yeni kitaplara...
0 yorum:
Yorum Gönder