web 2.0

27 Nisan 2010

20100428 - "BEN(!)"

“ B E N (!) ”

Memleketin birinde bir “Ben” varmış. Ve o “Ben” kendisine meslek olarak siyaseti seçmiş…

“Ben”in hedefleri varmış, bir de bir türlü bitmek bilmeyen beklentileri…

Gönlünde para, mal, mülk aşkı; dilinde memleket aşkı dal budak salmış…

Ve başlamış kendini anlatmaya…

İçindekileri…

Beklentilerini…

*

“Ben!..” demiş “Ben bir beşerim!”

“Ben bilirim… Ben her şeyi bilirim.”

“Paranın nasıl kazanıldığını da, nasıl harcanacağını da…”

“Kazanan adam, harcamasını da bilir” öyle değil mi ama?

“Ve her şeyden önemlisi ben akıllıyım. İçeride dışarıda ciddi yatırımlar yaparım…”

“Nasıl zengin olduğum, neyle servet edindiğim hiç kimseyi ilgilendirmez…”

“Ben siyasetle uğraşıyorum…”

“Ben açıkgözüm…”

“Anlarım paranın kokusunu…”

“Paraya karşı ayrı bir zaafım var, paranın da bana…

Para ve ben… İkimiz de dayanamayız birbirimize… Ve müthiş ikili oluşturur, düşman çatlatırız…”

*

“Ben zekiyim. Harikayım ben. ‘HHHHhhhHHHHHpppmtmktmktarikaymış’ adam derler arkamdan…”

“Ondan değil midir buralardayım …”

“Bu koltukta…”

“Tatlı, rahat, vazgeçilemeyen bir türlü…”

“Gömüldükçe gömülüyorum içine. Ben gömüldükçe etrafım genişliyor, etrafım genişledikçe ben gömülüyorum.

Koltuğun bu kadar rahat olduğunu anlayınca insan vazgeçemiyor bir türlü…

“Ve vazgeçiyorum bütün eski alışkanlıklarımdan biliyor musunuz her geçen gün yeni alışkanlıklar ediniyorum.”

*

“Ben siyasetle uğraşıyorum…”

“Kolay mı öyle!..”

“Cefası da var, sefası da…”

“Bu işin mahkemesi de var hapis yatması da…”

“Hepsini iyi hesap etmeli bu işe girenler!”

“Ya sonra…”

“Sonrası rahat etmeli insan değil mi ama?”

“Onca gülücükler, yarenlikler boşa mı yapılıyor sanki…”

“Bedel ödemeden kim kime ne veriyor ki?”

“Ben para saçtım seçim meydanlarında... Hak edenine de verdim etmeyenine de, şimdi hasat mevsimi…”

“Toplayacağım elbette, yoksa bu devirde kim kime karşılıksız bir şey verir.”

“Varsa tırnağın, başını kaşı.”

“Bu memlekette siyaset yapanlar; memleket aşkına mı yapar, millet aşkına mı, kim bilebilir ki?

Memleket aşkına yapılsaydı böyle mi olurdu memleket?

“Onca suçlanma…”

“Onca sahte gülücüklere, sahte dostluklara, sahte karşılıklar vermeye zorlanmak varken, karşılığı ‘bir hiç’ olmamalı ama değil mi?”

“Akıllı olmalı insan biraz!”

“Aklını kullanmalı!”

“Benim gibi…”

“Yazlık, kışlık hazırlanmalı…”

“Dünyalık da ayarlanmalı, ahretlik de…”

“Eee! Tek taraflı dirlik olmuyor bilmezler mi?”

“Ben ne emekler harcadım…”

“Ben kimleri devirip bu koltuğa oturtmadım…”

“Ben, kimsenin beni devirmesine izin vermem…”

“Gücü ben elimde bulundururum…”

“Ben istersem ortalık kımıldar,”

“İstemezsem kımıldamaz…”

“Ben istersem”

“Ben… Yalnızca ben”

*

Deyip durdukça bir gün farkında olmadan “Ben, ben olmaktan çıkıp” uzaklaşmışken anlamış; “Ben”in içindeki hasletleri, gerçeğini, acımasızlığını, acısını…

Ve bir de sayınlıktan yalnızlığa gidişin pişmanlığını…

Eski “Ben”i öylesine aramış ki…

Bulabilmiş midir dersiniz?

Ne gezer!..

0 yorum:

Yorum Gönder