BİZİM ÖNYARGILARIMIZ…
Birbirimizi anlayabilmemiz için önce önyargılarımızdan arınmamız gerek.
Ön yargılarımızı bir tarafa bırakarak karşımızdakini olduğu gibi kabullenmek meselâ…
Yanlış mı söylüyorum?
Birbirimizin arasına, daha yakından birbirimizi tanımamıza, takındığımız önyargılarımız koskocaman duvarını örmüyor mu?
İşte o duvarları yıkıp bire bir karşılıklı olarak can cana; soluk soluğa bir arada olabilmek, hoşumuza gitmese bile karşılıklı konuşabilmeyi deneyebilsek meselâ…
İşte o zaman gözlemlemek, değerlendirmek ve önyargılarımızda haklı ya da haksız olduğumuza kendi iç dünyamızda karşılık buluruz…
Bu da önyargı duvarının yıkılmasına neden olmaya yetmez mi?
Sabırla yoğrulan emek hangi iş için ortaya konulursa konulsun doğru sonuç verir …
Doğru ve isabetli…
O nedenledir ki insanı önemsemek gerek.
*
Şu bir iki hafta içinde belki de üç veya dört yazı yazıyorum sevgili arkadaşımla ilgili olarak…
Onun için yazı yazarken geç kalmışlığımdan dolayı içim sızlıyor, onu daha yakından tanıma fırsatım olduğu için sevinçle ve gururlanarak yazıyorum.
Kimi zaman da bütün duygularımı birbirine karıştırıyor, harmanlıyorum sözcükleri artarda sıralarken…
Hepsini de içtenlikle ve samimiyetle yazıyorum…
Önyargılarımdan tamamen arınmış bir şekilde…
Bir şeyler için bahane arayarak; küçük görerek, burun kıvırarak değil…
Büyük bir gururla imzalayarak bizlere verdiği eserine dayanarak yazıyorum.
Ve diyorum ki: Kamil Üci ilk denemesinde -yazım hatalarını görmezsek- başarmış.
Akıcı, samimi, anlaşılır, dümdüz, dosdoğru ve bir soluklukta okunabilen bir kitap yazmış…
İnsanın sadece iki buçuk, bilemediniz üç saatini alıyor.
Çarşamba (21.04.2010) günü Ankara’dan-Sivas’a giderken sadece üç saatte okudum.
Kalemine sağlık, yüreğine sağlık…
*
Yaşama dair; insanın canını yakan, direnme hırsını veren, sevmeye zorlayan, küçük şeylerle mutlu olmayı başarabilen ne varsa kendi konuşur gibi, kendi yaşar gibi yazmış…
O kadar samimi...
*
Kamil Üci’nin kitabını yeter ki önyargısız okuyun…
Onun dününe takılmadan bugününü görün.
Yaşadıklarına, tecrübesine, yeteneğine, ortaya koyduğu eserine bakın ve ona göre değerlendirin…
Sizden biri gibi okumayın hiç tanımadığınız bir yazarmış gibi okuyun…
Göreceksiniz Kamil Üci’nin başarısını alkışlayacak, onun eksiklerini daha kısa sürede tamamlamasına katkı bile sunacaksınız.
Özellikle bölgemizin yerel basın mensuplarına diyorum.
Meslektaşınızın bu kitabını mutlaka -para vererek- alın, imzalatın ve okuyun.
Sonra da düşüncelerinizi köşelerinizde yazın, haber sayfalarınızda yer verin…
Yazarken -zaten- kitap sizi çoktan önyargılarınızdan arındırmış olacak, göreceksiniz.
Belki de birbirimize karşı bir özeleştiri fırsatı yakalarız böyle yapmakla…
Belki birbirimizi daha çok severiz.
Haksız mıyım?
Belki de içimize hapsettiğimiz duygu ve düşüncelerimizi gün yüzüne çıkarmış oluruz böylece…
Bu çok zor değil…
Sevmediğimiz birinin iyi yönünü yazmak, inanın eleştirmekten çok daha kolay ve rahat…
Hele de önyargılarımızı kırmış olmak müthiş hoş bir duygu…
Bu hoşluğu herkesin tatmasını isterim…
0 yorum:
Yorum Gönder