web 2.0

7 Aralık 2009

20091207 - BİRAZ SAKİNLEŞMEK GEREK...

BİRAZ SAKİNLEŞMEK GEREK

Anlaşılan Sayın Başbakan dört günlük bayram tatilinde yeterince dinlenememiş.

Tatil dönüşü yapılan ilk grup toplantısında bir gazetecinin köşe yazısına atıfta bulunarak, “Siz köşe yazarları ne kadar az yazarsanız ülke o kadar huzur bulur” diyerek pat diye göndermeyle gazeteciye yanıtını verdi.

Peki, verilmesi gereken onca yanıt arasında bu yanıt öncelikli bir yanıt mıydı?

Sayın başbakan, vereceği yanıtların öncelik sırasını elbette bize sormayacak ama Türkiye’de her zamankinden çok daha fazla morale ihtiyaç duyulurken bayramın hemen sonrasında gazetecilere yüklenmesi hiç de şık değildi.

*

Ne denmişti yazıda?

“Siyasiler az konuşunca memleket rahatlıyor!” denmişti.

Valla yanlış da denmemiş…

Hatta doğru bile denmiş.

Aslında bu söze kürsülerden yanıt vermenin yerine sokağa inilip vatandaşın ne dediğine bir kulak verilseydi, bu yazının yazılmasında yüzde kaç haklılık payı olduğu daha iyi görülürdü.

Hem de Sayın Başbakan sansürcü bir yaklaşım göstermemiş, dolayısıyla da bu sözünden dolayı tepkiler almamış olurdu.

Hem; ‘her yazılana, her çizilene bir başbakanın yanıt vermesi ne kadar doğru?’ bunun da bir düşünülmesi gerek…

“Hoşgörü”yü sözde kullanıp, özde yok saymak, söylenenlerin veya yazılanların içinde bir kasıt, bir art niyet aramak da, bir ülkenin başbakanına hiç de şık düşmediğini söylemek isterim.

*

Hele de normal yazılmış bir köşe yazısını tutup meclis grubuna taşıyarak, yazılanların planlı yazıldığı savıyla, “Bu planlı haberlere kimse itibar etmesin. Bugün bir tanesi yazmış (Son derece önemsemez bir ifadeyle söyleniyor ). ‘Siyasetçiler ne kadar az konuşursa ülke o kadar huzur bulur.’ Ben de diyorum ki siz de ne kadar az yazarsanız ülke o kadar huzur bulur” demesi, bir başbakanın basına karşı olumsuz tavrını açık bir biçimde gösteriyor.

Haydi, buyurun bakalım…

Şimdi sorarlar insana?

Hem, gerçekten siyasiler az mı konuşuyorlar?

Hayır.

Dolu mu konuşuyorlar?

Pek de “dolu konuşuyorlar” denilemez…

Birinin söylediğine öteki, ötekinin söylediğine beriki hemen hiç vakit kaybetmeden -çok da zorunluymuş gibi- yanıt verme ihtiyacını duyuyorlar.

Eskiden siyasiler, ağızlarından çıkacak olan sözleri süzgeçten geçirdikten sonra söylerlerdi…

Ya şimdi?

Olduğu gibi…

Ham olarak…

Tabi ki, o da zarar veriyor…

Hem kişilere, hem de kişilerin makamlarına…

Yoksa Mehmet Tezkan’ın yazdığı yazı son derece usturuplu güzel bir şekilde kaleme alınmış bir köşe yazısı…

Bir anlamda vatandaşın sokakta konuştuklarının süzgeçten geçirilmişinin bir yansıması…

*

Gerçekten Sayın Başbakan iyice yorulmuş…

AB’ye giriş çalışmalarında önemli yol alındığı bu süreçte basına sansürü hatırlatacak ifadelerin kullanılması hem partisine hem de kendisine zarar veriyor…

Hem yükünü hafifletmesi hem de biraz sakinleşmek gerek…

Bence…

0 yorum:

Yorum Gönder