web 2.0

24 Kasım 2009

20091125 -ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ...

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ…

Öğretmenler gününü kutlamadım…
Kutlayamadım...
İçimden kutlamak gelmedi…
*
Hem öğretmenlerimize karşı ne yapıyoruz ki, kutlamaya cesaretimiz olsun…
Ama kutlayanlar oluyor işte…
Televizyonlardan boy gösterenler, nutuklar çekenler...
Üstelik bütün değerlerini yavaş yavaş tüketenler Başöğretmen Atatürk’ü de aralara serpiştirmeyi, onu da sadece böyle günlerde öne çıkarmayı ihmal etmiyorlar
*
Büyüklerimiz mesajlar yayımlıyor…
Övgü dolu sözler (evet sözler) ediliyor…
“Seviyoruz!” deniliyor…
“Onlar bizim ışığımız meşalemiz!” deniliyor…
Deniliyor ama o meşalenin sürekli aydınlatabilmesi için de içine ne kül konuluyor ne de gaz…
*
Sadece bir gün... Haydi diyelim bir hafta (yani beş gün) şiirler okunuyor, konuşmalar yapılıyor ve bir de mesajlar yayımlanıyor, öğretmenlerimizle, Öğretmenler Günü’yle ilgili olarak...
Sayın Mili Eğitim Bakanımız; Öğretmenler Günü ile ilgili yayımladığı mesajında yüzyıllar öncesinden Diyojen’in bir sözüne yer vererek başlıyor.“Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum.” diyor.
Sonra Sokrates’in “Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü onun eseri hem her şeydir hem de hiçbir şeydir.” diyor da burada ne demek istendiği pek anlaşılmıyor…
Anlaşılmıyor çünkü onun eserinin her şey olabileceği akla yatkın oluyor da, hangi nedenle hiçbir şey oluyor, niçin hiçbir şey oluyor, buna yer vermiyor.
Sonra Hz. Ali’nin; “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” dediğini aktarıyor da, kölesi olunacak insanları muhanede muhtaç edildikleri pek de dillendirilmiyor…
*
Ama Öğretmenler Günü kutlandı…
Tabi sayın bakanın kutlama mesajında bakanlığının öğretmenlerle ilgili yapılabilecek olan bütün çabaların gösterildiği de belirtiliyor ya; gösterilen çabalar da, o çabaların etkileri de öğretmenlerimiz üzerinde pek de fark edilemiyor…
Ve arkasından güçlülük mesajı veriliyor ve Atatürk’ün “Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri milletimizin geleceğini yoğuran irfan ordusudur.” sözü aktarılıyor.
Peki, bugün gerçekten “Milletimizin geleceğini yoğuran bu İrfan Ordusu”nun hangi durumda olduğu, öğretmenlerimiz, içinde bulunduğu bu durumdan -bakanlığın gösterildiği açıklanan çabaların- gerçekten onların yaşam ve meslekî gelişim düzeylerini rahatlatabilecek düzeye çıkmış mıydı?
Yok, bu düzeye çıkamamışsa bu çabaların verimi ne zaman alınabilecekti, işte bu mesajda -sanki- yer almamış gibiydi…
Ama Öğretmenler Günü Kutlandı.
İnsan yetiştiren insanların 2009 yılındaki günü ‘sadece kutlandı!’
“Çabaların gösterileceği” umuduyla kutlandı…
Bir kez daha “Umut gönlün ekmeği” olarak kutlandı...
Ama ben öğretmenlerimin öğretmenler gününü kutlayamadım …
Üzgünüm…

0 yorum:

Yorum Gönder