web 2.0

24 Kasım 2009

20091127 - "BİZİM OĞLAN BİZİM KIZ" ANLAYIŞI

“BİZİM OĞLAN, BİZİM KIZ” ANLAYIŞI

“Sağlıksız temel üzerine sağlıklı yapı inşa edilemez.”

Bu sözü hemen herkes bilir ve onaylar.

Yine büyük bir kesiminin “Sözüne güvenilmez!” denilerek onayladığı siyasetçilere, ülkeyi yönetme yetkisinin verildiği de bir gerçektir.

Gerçek olmanın ötesinde rejimimizin olmazsa olmazıdırlar, ‘sözüne güvenilir-güvenilmez!’ denilen siyasetçilerimiz.

Dün böyle miydi?

Dünden kasıt -cumhuriyetin kuruluşu da dâhil-dün’ ise “değildi” derim.

Yok, 1938-40’tan sonrası ‘dün’ olarak söylenmeye çalışılıyorsa, “doğrudur” diyebilirim.

*

Bugün; bugünkü vekillerimiz, o günlerdeki vekillerimize gösterilen saygının yüzde kaçını görebildiğini ancak belli bir yaşın üstünde olanlar mukayesesini yapabilmektedirler…

Dün; bugünler için pek bir şey yapılmamış olmasına rağmen, bugünküler kadar kişisel çıkarlarını ülke çıkarlarının önünde tuttukları pek de görülmüş değildir.

En azından bugünkü vekillerimizin birçoğu gibi ülkenin geleceğini planlama yerine ‘kendi ve çevresinin geleceğini (birikim olarak) planlama gayreti’ içinde oldukları artık gün gibi ortada değil mi?

*

Yanlışsa yanlış deyin…

Aslında az sayıda da olsa birikimlerini tüketmiş olan vekillerimizin olmadığını da söylememek haksızlık olur.

Ama kaç vekil böyledir düşünmek gerek…

Diğer taraftan tahminim o yöndedir ki, önemli bir oranın bir sonraki seçim akçesini bile bir şekilde yedeklemişlerdir.

Oysa bir sonraki dönem veya dönemlere ait ülkenin geleceğinin iyileştirilmesi adına bırakın yedekleme yapmayı, mevcutların da çoktan eritiliyor olduğu yapılan vicdansızca zamlardan açıkça belli oluyor.

*

Böyle olunca da; önce demokrasimizin olmazsa olmazı olan siyaset makamının güvenirliliğine çoktan helâl getirilmiş olmuyor mudur?

Üzülerek sormak zorundayım ki meclis, başbakanlık, bakanlıklar günden güne itibar kaybediyor, güvenirliliklerini yitirmiyorlar mı?

Neden böyle olmuştur?

Nedeni belli. Baştan da söyledim temel sağlam değil.

Hangi temel?

Siyaset temeli!

Nasıl yani?

Tekrar en başa dönüyorum:

Tercihler; liyakat değil, kan bağı, komşuluk ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri siyasi yandaş ilişkileri, biat ise yani bizim oğlan, bizim kız tercihi ise “Elin iyisinden, bizim kötümüz iyidir” anlayışı ise işte sağlam olmayan harcın içindeki karışım bunlardır!..

“Öğrenir…”

“Yapar…”

“Herkes anasının karnında mı öğrenmiş?”

*

Kimse anasının karnında öğrenmiyor tabi de “Emek harcamak, uğraşmak, çabalamak” diye ‘emek vermeyi’ çağrıştıran şeyler niye var o zaman (Nasıl olsa bizim oğlanlarla, bizim kızlarla işleri götürüyoruz. Ya bizim olup da bizden olmayan yetenekler!?

O bizi ilgilendirmiyor(!)…

“İştir insanın aynası lafa bakılmaz” sözü de bir tarafa atılarak, bizim kötümüzü elin iyisine tercih ederek memleket yönetiyoruz.

Liyakati, tecrübeyi, yeteneği hiçe sayarak…

Devleti ‘deneme tahtası’ görüp “öğrenir, yapar anlayışı” gerçeğe dönüşene kadar kaybedilenlerin bedellerinin ağır olduğunu bildiğimiz halde…

*

Ne diyelim?

“Sorun yok, bize bir şey olmaz!..” mı diyelim?

Haydi bakalım öyle olsun…

I

0 yorum:

Yorum Gönder