Avcılar’da 88. Yıl Kokteylinin Akla Getirdikleri
9 Eylül 2011, CHP’nin 88. kuruluş yıldönümüydü…
Kutlamalara biraz erken gitmiş olmalıyım ki partide henüz hazırlıklar devam ediyordu.
Kokteyl masaları hazırlanmış, gerekli olan yiyecek ve içecekler, genç partililerce -88. yıl heyecanıyla- kokteyl masalarına taşınıyordu…
Kokteyle gelen partililerden kimileri Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı olduğunu ve bu nedenle sahip çıkılmasını anlatmaya çalışıyor, kimileri AKP’nin üçüncü kez iktidara gelişini hazmedemediklerinin üzüntüsünü yaşadıklarını söylüyorlardı.
Aslında CHP’liler -CHP’ye sahip çıkılma düşüncesinde de AKP’nin iktidarını hazmedememelerinde de- haklılardı.
*
Konuşmalar coşkulu, konuşmacılar heyecanlıydı…
Allah’ı var, sosyal demokratlar güzel de konuşuyorlar…
Güzel konuşuyorlar da acaba halk mı bir türlü gerçeği göremiyordu, yoksa AKP, “On yıllık iktidarlarının gerisinde duran bir otuz, kırk yıllık siyasi birikimlerinin; disiplinli, inançlı, programlı çalışmalarının semerelerini mi görüyorlardı,” bu tam olarak CHP’lilerce çözülememişti…
AKP’li genç yöneticiler; yaşlı ve tecrübeli yöneticilerinin öğütlerini, kendi bilgi ve birikimleriyle birleştirmeyi bilmiş, parti laboratuarlarında iyi mi tahlil etmişlerdi yoksa?
Belki de CHP’lilerin sıkça söyledikleri “Halkla bütünleşme”yi, AKP’liler onlardan önce pratiğe koymuşlardı bile…
Ya da başka bir deyişle; AKP mi bu kadar kısa sürede kendini halka anlatmayı başarabildi, yoksa halk mı AKP yi “Aranan kan bulunmuştur” diyerek, sarıldı da bırakmıyor...
Sonuç ortada…
*
Her neyse, ben kokteyle dönüyorum…
Söylemler heyecan vericiydi, kokteyle gelenler; kulaklarına ve duygularına hoş gelen konuşmaları alkışlarla kesiyorlardı…
Oysa konuşmalar arasında partililer; altmış yıl iktidardan yoksun oluşlarının nedenlerine, nedense hiç değinmek istemediler…
Sanki parti içi işleyiş mükemmelmiş gibi orada hep beraber “Mesut Bahtiyar’dan şarkılar” dinlenildi.
Aslında ben, bir türlü iktidar olmayı başaramayan bir partinin kuruluş yıldönümü kokteylinde partilileriyle özeleştirilerini paylaşmalıydı, diye düşünüyorum.
Ne var ki orada, pek de özeleştiri yapmayı akıl edemediler…
Belki de Mesut Bahtiyar’dan dinlenen şarkılar o an için özeleştiriyi unutturmuş da olabilir, ne bileyim?
*
Varsa yoksa AKP ülkeyi şöyle yönetiyor, böyle yönetiyor!
Ama ülkeyi şöyle veya böyle yöneten AKP, her seçim döneminde -hem de oylarını arttırarak- tek başına iktidarlar.
Bu nasıl oluyor?
Aslında bu hem CHP’liler için hem de muhalefet için araştırılması gereken (bir yüksek lisans veya doktora) tez konusu…
Bence, CHP’liler önce bunu araştırmalılar…
Bir parti; hem iktidarda olacak hem de oyları arttırarak ikinci, üçüncü kez iktidar olacak…
Yok, yok!
Bu durum gerçekten de tez konusu ve bence bu konuyu CHP’liler; hem içeride hem sokakta iyi analiz etmeliler.
Mesut Bahtiyar’dan, “Mesut ve bahtiyar şarkılar” dinleme yerine CHP’nin kuruluşundaki sorumlulukları iyi hatırlanarak bugün ve yarın için“Neydik, ne olduk, ne oluyoruz.” üzerine biraz kafa yormalılar...
Hiç olmazsa ‘Yeni CHP’ bunu başarabilmeli…
Yeniden; geçmişin tecrübeleriyle Yeni CHP’yi halkla bütünleştirmeliler…
Hepsi bu!..
Yoksa tükenip giderler…
Hem “Yalnız onlar mı tükenip gider,” dersiniz?
0 yorum:
Yorum Gönder