Bugün; Hem Eylül Hem Cuma
Ramazan da bitti...
İçimizde ne kadar kardeşlik, dostluk, yardımseverlik vs. güzel duygularımız varsa (var olanlarını) tatmin edip, normal hayatımıza döndük.
Normal hayatımıza derken, o bildik tavırlarımıza...
Yani “Yanlışımıza, kızgınlığımıza, öfkelenmemize, dedikodumuza” demek istiyorum.
Ben hayatın normalliğini; çevremden gördüklerim ve edindiğim tecrübeler olarak düşündüğüm için olsa gerek böyle düşünüyorum.
Çünkü diğeri, biraz da olsa normalin dışına çıkıyor gibi...
Bi kere insan kendisini disipline etmek zorunda kalıyor...
Sözlerini tartarak konuşuyor...
Davranışlarını olabildiğince kontrol ediyor...
Olaylar karşısında daha önce hiç göstermediği olgunluğu gösterebiliyor...
Küçüklere şefkat ve sevgi; büyüklere hürmet ve saygı gösterebiliyor...
*
Aslında bunların hepsi de birçoğumuzun pek de ‘normal’ olmayan davranışları.
Ne var ki biz bu davranışlarımızı artık ramazandan ramazana yapıyoruz...
Mesela bizi kızdırdıklarında “Ben bugün oruçluyum” deyip, karşı tarafa uymuyoruz...
Sanki bu normal hayatta yapılamazmış gibi...
Bazı şeyleri duymuyoruz...
Görmüyoruz...
Konuşmuyoruz...
Sanki bu davranışlar ramazan ayına özgüymüş gibi...
Yani, anlayacağınız, bir ay boyunca üç maymunu oynama konusunda kendimizi şartlandırıyoruz...
*
Peki, sizce böylesi bir yaşam nasıl?
Bildiğim şey, “Bayramda ayrı, seyranda ayrı, normal zamanda ayrı” bir davranışın olmadığı.
İnsan kızacaksa normal zamanda da kızacak, ramazanda da...
Öfkelenecekse de öfkelenecek...
Ama etrafını dağıtıp, yıkacaksa, işte bu olmadı...
İşte bu; ramazanda da olmadı, bayramda da olmadı, normalde de olmadı...
Olur mu?
Olmaz!
Bütün bu ‘olur ve olmazların’ yanında yine de, ramazanın, insanın kendisine verdiği iç huzur ve dinamizmi içinizde hissedebiliyor musunuz?
Ben hep hissederim mesela...
Düşünsenize bir kere!
Ramazan ayı; her ne kadar içinde huzurun, mutluluğun, paylaşımın, güzel duyguların yer aldığı bir ay olsa da, insanların gecenin bir yarısı hem de uykularının en tatlı en derin bir yerinde uyanıp, yemek yemeleri ve sonra o şişmiş mide ile yatmaları dengeyi bozuyor...
Bozmuyor mu?
İster “bozuyor” deyin ister “bozmuyor” deyin, ama benim dengemi alt-üst ediyordu.
Bu dengesizlik; uzun sayılabilecek bir ağustos günüde, günün ağarmasıyla birlikte kendini daha da hissettiriyor.
Sinirler yerine oturmamış...
Sigara beyne vurmaya başlamış...
Sıcak derseniz başka bir sıkıntı...
*
Ve şimdi rahatız...
Bu bizi biraz idare eder...
Ama biraz...
Uzun süre değil...
Bir aylık alışkanlığımız yerini yeniden on bir aylık alışkanlığa bırakırken, daha önce yaşadığımız can sıkıcı olayları yaşamamıza da neden olur elbette...
*
Evet, hem bugün; hem eylül hem cuma...
Havalar da iyi gidiyor...
Yarın da bildiğiniz gibi tatil modundayız
Hepinize sağlıklı, huzurlu; kazadan beladan uzak, mutlu ve umutlu bir hafta sonu diliyorum...
0 yorum:
Yorum Gönder