web 2.0

19 Temmuz 2011

20110720 - TAHTAKALE ÇOKTAN HAK ETMİŞTİ DE...

TAHTAKALE ÇOKTAN HAK ETMİŞTİ DE...

Önceki gün gazeteniz Habermanşet, “Avcılar’ın kenar mahallesi Tahtakale de artık belediye hizmetlerinde kapsama alanına girdi” haberini manşetinden vermiş.
Bu neyi anlatıyor dersiniz?
 “…Tahtakale, ‘artık belediye hizmetlerinde hatırlanmış olduğunu...”
Tahtakale; Başkan Değirmenci’nin ‘nihayet’ dikkatini çekebildiğini...
*
Aslına “Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur” diyeceğim ama hiç de öyle değil.
Avcılar belediyesi için son yıllarda gözden ırak olanla göze yakın olan fark etmiyor.
Merkezde yapılanlar bakımsızlıktan, uzaklardakiler de ilgisizlikten yakınıyor...
En basit örneği Barış Manço Kültür Merkezi...
Barış Manço Kültür Merkezinin giriş katında bulunan ve yıllarca  Erol Yılmaz tarafından ucuz kitap satışı yapılan yer pek de atıl kaldı.
Bu nedenle de uzun zamandır kültür merkezinin giriş kısmı dışarıdan ‘karanlık görülüyor.
Elbette oranın renklenmesi ve ne şekilde değerlendirileceğinin tasarrufu belediyeye aittir. Ancak kendini Avcılarlı olarak gören benim de Kültür Merkezi’mizin her yanını cıvıl cıvıl görmeyi istemek de bir Avcılarlı olarak hakkımdır, diye düşünüyorum...
Ayrıca, yine kültür merkezimizin ön kısmının çatısının da bakıma ihtiyacı olduğunu da hatırlatayım...  
*
Yani demem o ki, Avcılar Belediyesi’nin son yıllarda uzaktakilerle yakındakilere olan ilgisi pek de fark etmiyor...
Ama yok, Allah’ı var, Tahtakale yıllardır ilgiyi ve sahiplenilmeyi hak ediyordu. Geç de olsa Tahtakale’ye yapılan ‘Hizmet Binası’ için Sayın Başkana teşekkür etmek gerek.
*
Diğer taraftan “Avclılar gerçekten İstanbul’un parlayan yıldızı mı, yoksa parlayan yıldızıydı da son yıllarda -el birliği ile- yıldızının ferini mi düşür(dük)” onu anlayamıyorum...
Belediye binasının hemen karşısındaki ailelerin; özellikle de emeklilerin uğrak yeri olan ‘Bülent Ecevit Parkı ile Atlı Park’ bu kadar mı pis olur!
Elin memleketlerine gidip parklarının temizliğini gördüğümüzde oralara imreniyoruz.
Elbette pisliğin nedenini tamamıyla belediyeye yüklemek haksızlık olur.
Evet, oraları belediye pisletmedi, ancak temizlemekte gereken hassasiyeti gösteremiyor ki burada asıl sıkıntı bizde...
Yani bizim anlayışımızda...
Yani gelenek ve göreneklerimize nasıl da ihanet ettiğimizde...
Yani temizliğin -demek ki- denildiği kadar da imandan gelmeyişinde...
*
Evet, belediyeyi eleştirelim, yerden yere vuralım, ama oraya atılan onca boş pet şişeleri, kuruyemiş kabukları, sigara izmaritleri ve paketleri ile jelatinli yiyeceklerin jelatinlerinin de uzaydan gelmediğini de bilelim...
Orada yaşayan vatandaşların; yani “Çocuklarına temiz olmak gerektiğini anlatan büyüklerin,” yani bizlerin bu pislikte büyük payımız olduğunu göz ardı ettiğimizi, sonra da Avcılar Belediyesi’ni -haksız yere-  suçladığımızı bilelim...
*
Peki, Avcılar belediyesi suçsuz mu?
Hayır değil.
Değil, çünkü Avcılar’ın en göz önünde ve “Avcılar’ın referanslarından biri olan,” kim bilir hangi anıları içinde sıkı sıkıya tutan -havuzu, meydanı ve abideleriyle birlikte- her iki parkın, bu kadar pislik içinde olması nasıl oluyor da temizlik işlerini rahatsız etmiyor anlayamıyorum...
Anlayamıyorum vesselam!..

0 yorum:

Yorum Gönder