Şimdilik Bir Yaz Rehaveti İçindeyiz…
Yaz kendini iyiden iyiye gösterdi…
Allah’ı var genç kızlarımız yetişkin bayanlarımız üstlerinde ne var ne yok neredeyse attılar, rahatladılar…
*
Vekillerimizi seçtik rahatladık…
Hükümetimizi kurduk rahatladık…
Velhasıl bu yaz bayağı rahatız.
Üstelik hükümet ‘ustalık dönemi’ni icra edeceğine göre -şöyle bir meclis tatile bir girip çıksın- görün bakalım memleket ne hale gelecek…
Kötü anlamda söylemiyorum canım…
Emin olun iyi anlamda söylüyorum…
Seçim yorgunluğu bitti…
Hükümet kuruldu…
Yemin etmeler bitti, bitiyor…
Meclis başkanı Sayın Cemil Çiçek o konuya bir formül bulacak…
Kendi adıma pek de iyimser olamasam da CHP “Sayın Çiçek bir çözüm bulur diye” umut ediyor.
Diğer taraftan, Sayın başbakan“Tükürdüklerini yalasınlar” dediğine göre onun tavrı pek de ‘uzlaşı’dan yana değil gibi.
İşte tam da burada -yemin sorununun çözümüyle ilgili ben umutlu olmasam da- yeni meclis başkanımızın gayretlerini önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.
*
Şimdilik yazın verdiği rehavet sonucu “Meclisin çalışması da çalışmaması da” milletin çok da umurunda değil. Nasıl olsa onlar da tatile girecekler…
Hele bir yaz bitsin…
Yani; yaz bir anlamda ‘tatil’ demek olduğuna göre, ‘tatil’ bitsin ve işbaşı yapılsın bakalım. İşte o zaman “Rehavet de, rekabet de” ortaya çıkacak.
Ama şimdi “Zaman tatil zamanı, dinlenme enerji toplama zamanı…”
Bu düşüncem her ne kadar hükümet tarafından kabul edilmeyip, “Durmak yok yola devam” denilse de, öyle…
*
Yani, sorunların çözümü de çözümsüzlüğü de eylül ile birlikte gelecek…
İktidar yüzde elli gibi bir çoğunlukla seçim kazanmış olmanın özgüveniyle yol alırken, muhalefet de beklentisinin altında kalmanın şaşkınlığı ve ezikliği ile zaman zaman savunma; zaman zaman ataklar yapsa da hepsinin meyveleri eylülde ışkın verecek.
Sonrasını da zaten hep beraber göreceğiz…
*
Şimdi herkes rahat…
Güneş bütün yakıcılığı ile sahillerimizden başlamak üzere içerilere doğru insanları ısıtıp rehavete sürüklemeye devam ediyor…
Etrafınıza şöyle bir baksanıza…
Sıcakların etkisinden olsa gerek, bu yıl da göğüs üstünden itibaren açık giyinme modası başladı…
Canım tabi ki de herkes özgür …
Kim nasıl giyinir, ne kadar açık ya da kapalı giyinir bu, beni de başkalarını da ilgilendirmez elbette…
İlgilendirmez de tam da burada Orhan Veli Kanık’ın bir şiiri geldi aklıma..
“Uzanmış yatıyor sere serpe
Bir elini kaldırmış,koltuğunun altı gözüküyor
Bir eli de göğsünde
Biliyorum kötü niyeti yok,
Biliyorum benimde yok
Ama olmaz ki böyle de yatılmaz ki.” dizelerinde söylediği gibi, biliyorum kimsenin kötü niyeti yok, benim de yok.
Bir elini kaldırmış,koltuğunun altı gözüküyor
Bir eli de göğsünde
Biliyorum kötü niyeti yok,
Biliyorum benimde yok
Ama olmaz ki böyle de yatılmaz ki.” dizelerinde söylediği gibi, biliyorum kimsenin kötü niyeti yok, benim de yok.
Ama olmaz ki böyle de giyinilmez ki?
0 yorum:
Yorum Gönder