Evlilikte 30 Yaş Farkı!
Bugün Cuma...
Bugün gönlüm keyifli bir yazı yazmak niyetindeydi, ama yazamıyorum işte...
Hani bazen insan, çok istediği halde istediği yazıyı yazamayabiliyor.
Bugün de öyle günlerimin birindeyim!
*
“Tuhafıma gidiyor!” dersem beni ayıplamayın...
Kıskandığımı falan da düşünmeyin sakın...
Ama “öfkelenmiyorum...” dersem kendime haksızlık etmiş olurum.
Çünkü öfkeleniyorum.
Perşembe (dün) günkü gazetelerin birçoğu -sanki manşet yapılacak başka haber yokmuş gibi- bir evlenme haberini manşetten, sürmanşetten vermişler.
Örneğin;
Hürriyet, Milliyet, Haber Türk, Vatan, Akşam, Güneş sürmanşet verirken, Posta manşetten, Sabah gazetesi de birinci sayfanın alt taraflarında bir yerde küçük sayılabilecek şekilde vermiş.
Cumhuriyet, Zaman, Türkiye, Star, Sözcü ve Radikal gazeteleri de haberi birinci sayfalarına taşımamışlar bile...
*
Demek ki yaygın basınımızın güzide gazetelerinden önemli bir kısmı bu haberi birinci sayfadan dahi girmeyi uygun bulmamışlar.
Ama bir o kadarı da manşet ve sürmanşet olarak girmiş.
Magazin ağırlıklı gazetelere sözüm yok. Bu haberler onların işi.
Şimdi hep beraber buyurun ve gazetelerimizin habere bakışını siz değerlendirin.
*
Benim anlamadığım şey; 60 yaşındaki Ali Taran ile 32 yaşındaki Gazeteci-Şarkıcı Ayşe Özyılmazel’in evleniyor olmaları sürmanşetten veya manşetten verilecek kadar önemli bir haber midir?
Peki, Ali Taran Kimdir?
Reklamcı?
Ayşe Özyılmazel kim?
Şarkıcı-Gazeteci-Köşe Yazarı...
Biri reklamcı, diğeri de gazeteci olunca demek ki gazeteler -dostları ve meslektaşlarının haberin – bu şekilde verebiliyorlarmış.
İşin içine dostluk arkadaşlık girince, haberin topluma örnek olma değeri de çok önemli değil herhalde!
*
Eğer böyle bir durum Anadolu’nun herhangi bir yerinde yaşayan 60 yaşlarındaki sıradan bir amca ya da dedeyle 30 yaşlarında hangi bir bayan -aradaki 30 yaşa rağmen- evlenmeye kalkışmış olsalardı, bizim basın bu haberi kim bilir nasıl verirdi, hangi kötü örnek oluşundan bahsederlerdi varın siz düşünün!
Demek ki neymiş?
İşin içine gazeteci, reklamcı, sosyete girince yaş farklılığı veya kötü örnek olabileceği sorun olamayabiliyormuş.
*
Biliyorum, bu konuda çok geriyim.
Ve kendimi örümcek kafalı olarak görüyorum.
Varsın olsun!
*
Evet, iki gönül bir olunca yaş-maş dinlemiyor...
Evet, seven gönül sınır tanımıyor...
Evet, aşk, insanı hangi yaşlarda buluyor, vuruyor, aklını başından alıyor bilinmez, ama bunlarınki henüz adını koyamadığım başka bir şey...
Belki reklam...
Belki gündemde kalma...
Belki de daha başka bir şey...
Ama ‘aşk’ değil sanki.
*
Hem, bana ne canım!
Sepeti koluna herkes yoluna...
Yarın nasıl olsa tatil...
İş yok, okul da yok...
Keyfinize bakın...
Bize ne, elin 60 yaşındaki Ali’sinden, 30 yaşındaki Ayşe’sinden...
Biz kendi işimize bakalım...
Hepinize sağlıklı ve huzurlu bir hafta sonu diliyorum efendim...
Kayıtlar
0 yorum:
Yorum Gönder