Tabi, İstenirse...
Balbay, Haberal, Alan, Dicle mazbatalarını aldıkları halde içerideler...
Çıkacakları da henüz belli değil...
Belli olan şey; gösterilecek olan tepkilerin insanı oldukça huzursuz edeceği...
Nereden belli?
Yaygın basının görsel ve yazılı organlarına yansıyanlarından...
Şimdilik çıkarılan gürültünün desibel değerleri normalin az biraz üstünde görünüyor... Bu, belki de “Fırtına öncesinin sessizliğidir” ne bileyim!
*
Oysa sorunun çözümü belli!
“Millet’in sandığa yansıttığı iradenin uygulanması...”
Hepsi bu.
Yani, kendilerini temsil etme adına yetki verilen -şimdilik- yasaklıların, yasaklılık hallerinin kaldırılması...
Gerekçe: Milletvekili seçilmiş olmaları.
*
Milletin sağduyusuna inandığını her defasında söyleyen Başbakan Sayın Erdoğan, milletin iradesinin bir sonucu milletvekili olan bu insanların ceza evinde kalmalarına gönlü nasıl razı oluyor anlayamıyorum...
Bu ülke, geçen dönemlerde de bu gibi örnekleri yaşadı.
Nasıl ki dün, cezaevinde oldukları halde milletvekili seçilenler, cezaevlerinden çıkarılarak milleti temsil yetkisini kullandılarsa, bugün de aynısı neden olmasın ki?
Memleketin ‘barış, huzur ve istikrarı’ söz konusuysa neden -sonucun neleri doğuracağı şimdiden kestirilemeyen olayların meydana gelebileceği- düşünülemez ki?
Acaba AKP’de de aynı şekilde tutuklu bir aday göstermiş ve gösterilen aday vekil seçilmiş olduğu halde hâlâ tutuklu olsaydı, AKP nasıl bir yol izlerdi acaba?
Hele de böyle bir durumda, Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’ın değerlendirmelerinin ne kadar ince, hassas ve ilginç olabileceğini düşünemiyorum.
*
AKP içinde şimdilik; eski bir sosyal demokrat olan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay hariç, herkes bu konuda herhangi bir değerlendirme yapmamayı veya yapılan değerlendirmelerde ‘bildik anlayışın’ dışına çıkmamayı tercih ediyorlar.
*
Durum, Sayın Günay’ın da dediği gibi “Yasalara uygun olmayabilir, ama hukuka uygun oluşu gözden kaçırılmamalı.”
Ne demek bu şimdi?
Yasalar mı hukuka uygun olacak, hukuk mu yasalara?
Bu durum; yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan hikâyesine benziyor gibi görünse de öyle değil. Çünkü “Hukuk, toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü,” Yasa ise “Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü.”
Yani, devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar hukuka aykırı olmamalı.
Hepsi bu.
*
Kargaşa istenmiyorsa...
Liderlerin seçim meydanlarında hep söyledikleri gibi “Barış, kardeşlik ve huzur” isteniyorsa...
İstikrar isteniyorsa...
“Memlekette asayiş berkemal olsun” deniliyorsa...
Bu sorun, sorun olmaktan çıkarılmalıdır.
Başbakan Sayın Erdoğan tarafından bu sorunun çözümü istenirse ‘mutlaka’ çözülür.
Tabi istenirse!..
0 yorum:
Yorum Gönder