DURUM BU
Sonuç 13 haziran 2011’in gazetelerinde;
AKP % 49,94 ile 326 milletvekili,
CHP % 25.94 ile 135 milletvekili,
MHP % 13.00 ile 53 milletvekili,
Bağımsızlar % 6.61 ile 36 milletvekili çıkardıkları şeklinde yer aldı.
*
Çünkü demokrasi böyle istedi...
Bu seçimlerde demokrasinin; AKP’nin oylarını yükseltirken, milletvekili sayısını düşürebilen bir rejim olduğunu da gördük.
Sonuçlardan anladığımız kadarıyla bu seçimin galibi, MHP’nin dışında meclise giren CHP ve bağımsızlardır. AKP oyunu yükseltmiş olmasına rağmen 2007’ye göre daha az sayıda milletvekili çıkartması, AKP’nin başarısını gölgelemiştir.
*
MHP’de seçim öncesi, parti içinde yaşanan kaset olayları MHP’yi baraj altında kalmaya iterken, AKP’nin, daha büyük bir oranda sandalye sayısıyla meclise girmesini istemeyen yelpazenin her iki tarafından seçmenler, MHP’ye sahip çıkarak, onun, meclise girmesini sağladıkları söylemlerinin de ‘ne kadar doğru ne kadar değil’ olduğunun değerlendirmesini size bırakıyorum. .
Diğer taraftan demokrasi, AKP’ye -iyi mi oldu, kötü mü oldu bilemiyorum ama- Anayasa’yı tek başına değiştirecek yetkiyi vermedi.
*
Peki, bu sonuç bize neyi anlatıyor?
Artık ülkemizde somut ve soyut projeler gerçeğinin inandırıcılığını iyi görebilen bir zihniyetin olduğunu anlatıyor.
Partiler içerisinde birbirleriyle kavgalı olanlarla birbirlerine sahip çıkanların fotoğraflarının nasıl göründüğünü ve kavgalı oluşun neler kaybettirebiliyor olduğunu anlatıyor...
“Kol kırılır yen içinde kalır” anlayışının belki de en net örneğini gösteriyor...
Küçük partilerin kendilerini lav ederek kendilerine yakın bir parti ile güçlerini birleşmeleri gerektiğini öğütlüyor...
Yani bu sonuç bize; artık başkalarıyla ilgilenmenin, başkalarını tanımaya çalışmanın yerine kendileriyle ilgilenmenin ve kendilerini tanımaya çalışmanın gerektiği, gerçeği anlatıyor.
Artık “Ne Türkiye’nin eski Türkiye, ne seçmenin eski seçmen” olduğunu, aklımızın bir yerine koymamız gerektiğini söylüyor.
*
Evet, ülkemizde bir kilo tuza, şekere, yağa; bir çeyrek altın vb.lerine oylarını satanlar da var ama bu oranın öyle çok yükseklerde olduğuna da inanmak istemiyorum...
Bir takım bahanelere sığınmak yerine, İnternet çağında olunduğu göz ardı edilmemeli, iletişim çağının nimetleri iyi kullanılmalı...
*
Elbette geçmişe sahip çıkılmalı, ama bugünün ve geleceğin gelişim ve değişimine de uyum sağlanması gerektiği, hatta ‘şart’ olduğu da unutulmamalı.
İşte bu seçim sonucu bize bunları başaramayan hiçbir partinin başarılı olmayacağını açıkça gösterdi.
CHP, Kılıçtaroğlu’yla birlikte bunu başardı. Kuru, soyut söylemlerinden çok insanın geleceğini ilgilendiren söylem ve projelerini halkla paylaşması, halkla kurduğu sıcak ilişkiler sonrasında 12 Eylül sonrasında -beklenen düzeyde olmasa da- en yüksek oyu almayı başarmış olması bunun bir sonucu değil midir?
*
Bundan sonrasında her gün; önümüze bakma ve Türkiye’nin geleceği için birbirimizi sevme, birbirimizle uzlaşma, birbirini anlama ve anlaşma günüdür.
Durum bu!
Türkiye için hayırlı olsun!
0 yorum:
Yorum Gönder