EVDE CAMIN KENARINA OTURMUŞ
BİR BARDAK ÇAYI YUDUMLARKEN
SOKAK LAMBASININ SARI FONUNDA
KAR DA YAĞIYORSA!..
Bugün cuma...
Yarın bir başka farklı gün bekliyor bizi...
Şu günlerde kartopu oynamak, yıllardır tatmin edemediğiniz kış egonuzu tatmin etmek istiyorsunuz aslında...
Günlerdir, göz kırpıp da bir türlü yağmayan ‘kar’a nasıl da kızıyorsunuzdur değil mi?
“Yağacaksan yağ, yağmayacaksan umutlandırma bizi!” diyorsunuzdur.
Ben de öyle diyorum çünkü...
Şu yaşıma geldim, doğru dürüst bir kartopu oynayamadım ben...
Hele de kardan adam hiç yapamadım...
Son on, on beş yıldır kış’ın yaz’ı yaşıyoruz, yaz’ın sonbaharı...
Sonbahar’da da kış’ı...
Mevsimler birbirine karıştı sanki.
*
Sanki bir 1987 yılının kışı, bir de -hafızam beni yanıltmıyorsa- 1994 kışı kış gibi geçmişti İstanbul’da,
Evet, insanlar yollarda mahsur kalmışlardı, evlerine gidememişlerdi ama kış’ı yaşamıştı İstanbullu...
Kar’a doymuştu...
Fakiri de zengini de...
Üstelik de beyaz örtüsüyle mikropların canına okumuş, havasızlıktan öldürmüştü mikropları...
Hele şu günlerde etrafınıza baksanıza insanlar yataklara düştüler...
Per perişanlar...
*
Eğer geçtiğimiz salı günü (o gün ben Ankara’da mahsur kalmıştım) Ankara’ya yağan kar, İstanbul’a da yağar ve birkaç gün kalkmaz İstanbullulara misafir olursa, değmeyin İstanbulluların keyfine...
Hele de çocukların!
Hele de evinin camının kenarından elinde sıcak demli bir bardak çay olduğu halde perdenin arkasından yağan ‘kar’ı ve kar altında dolaşan insanları, oyun oynayan çocukları seyreden en az biz yaştaki insanların keyfine diyecek olmaz...
Hele de akşam yağıyorsa kar!
Simsiyah göğün saçaklarına konuşlanmış yıldızların ve ayın ışığının yanında, elektrik lambalarının yansıttığı beyaz-sarı karışımı fon içinde lapa lapa yağan kar tanelerini seyrederken, büyük bir iştahla çayını yudumlamanın tarifsiz keyfi içindedir insan...
Kim bilir insanı nerelere taşır geçenin karanlığı içinde bembeyaz yağan kar taneleri...
*
Böyle bir şansı yakalayanlar için söylüyorum. Hele yarın iş de yoksa sizin yerinizde olsam sabaha kadar yağan ‘kar’ı seyreder, sabaha kadar birkaç demlik bitirerek demlenirim bir biri peşi sıra yudumladığım çaylarla...
İsterseniz ‘kar’ı seyrederken, tokuşturun kadehleri sefanız olsun!
Sonra da oracıkta; sokak lambasının sarı ışıkları arasında birbirleriyle yarışırcasına yere inmeye çalışan kar taneleri üzerine hayallerinizi kurun ve öylece bırakın kendinizi gecenin koynuna...
Yarın nasıl olsa cumartesi ve işe gitme derdiniz yok...
Müthiş bir keyif!
Böyle bir şansı yakalarsanız, değerlendirin derim efendim...
Değerlendirin, çünkü böyle fırsat her zaman bulunmaz...
İyi hafta sonları...
0 yorum:
Yorum Gönder