web 2.0

3 Ocak 2011

20110103 - 2011 İYİ DEĞERLENDİRİLSE BARİ!..

2011 İYİ DEĞERLENDİRİLSE BARİ!..

2011’e önceki yıllara göre daha farklı beklentilerle girdik…
Umut ettik…
“Beklentilerimizi, 2011’i’in 365 gününe bir plan dâhilinde yayacağız… “
“Geçmişteki hatalarımızı, eksiklerimizi hiç olmazsa bu yıl yapmayacağız… “
“Ya da bu yıl geçmiş dönemlerde yaptığımız hatalarımızın en azını yapalım, “ diye umudumuzu koruyoruz.
Olması gereken de o değil midir zaten?
En az hata yapmak, umudu hiç tüketmemek…
Ama hatasız da olmuyor işte…
Çalışan ve üreten insan hata yapıyor maalesef!
Hata yapıyor, ama bu hataların da en kısa sürede düzeltilmesi gerekiyor…
*
Muhalefet ve iktidarın hatalarını daha akıllı, daha somut ve daha yapıcı örneklerle ortaya koyması gerekirken, iktidar; kendisine yönelik öneri ve eleştirileri aynı şekilde dikkate alarak, ortak akıl etrafında buluşmak zorunda da değil midir?
2010’da biz bundan mahrum kaldık maalesef!
Beklentilerimizin, hedeflerimizin, hayallerimizin peşinden koşarken; yılmak, alınganlık göstermek, büyüklük taslamak, küçük görmek gibi davranışların hiçbir siyaset ve devlet adamına yakışmadığını bilmeyen var mı ki?
2010’da her iki taraftan da bu tür eylem ve söylemleri ibretle seyrettik maalesef!
O nedenle de geçen yıl ve ondan önceki yıllarda yapılan yanlışlıklar, inatlaşmalar 2011’de “Hani bir son bulsa” diyorum.
*
Aslında, geçen yıl bu zamanlar 2010’u karşılarken de aynı duyguları taşımıyor muyduk?
Ülkemiz ve kendimiz için İyi, sağlıklı, huzurlu, bol kazançlı ve barış dolu dileklerimizi 2010’da da yinelememiş miydik?
Yineledik de ne oldu?
Kargaşa, huzursuzluk, inatlaşma, zıtlaşma, vs…
“Alışacaksınız” denilerek, çıkışlar yapan BDP’nin çıkışlarını, boy göstermelerini izledik televizyonlardan…
Peki, öyleyse 2011 Türkiye’si de 2010 ve ondan öncesinin Türkiye’si mi olacak?
Aslında rahat ve huzur içinde memlekette istikrar olacağa da pek benzemiyor…
Peki, bu istikrar başarılamaz mı?
Elbette başarılır…
Başarılır, ancak boş söylemlerle, külhanbeylikle, inatlaşmayla, ekranlardan meydan okumayla, tahrik edici yanıtlarla değil elbette…
Maalesef 2009’da 2010 da böyle geçti…
Sürtüşmeler, inatlaşmalar, özellikle hükümet kanadının ileri gelenlerinin tahrikkâr tutumları...
Geçmişte yaşanan acı tecrübelerden dersler çıkartılması gerekiyorsa, hiç olmazsa 2011’ın geçen yıllara oranla daha akılcı, akıllı ve kalıcı çözümlerin üretilebilmesi için ortak akılda buluşulması gerek
*
Bu nedenle de;
İktidarla muhalefetin inatlaşmadığı…
Öğrencilerle üniversite yönetimlerinin anlaşabildiği…
Doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde insanların işsiz kalmayacağı…
Çatışma yerine çalışma, tüketimden daha fazla üretme ve daha fazla iş bulma haberlerinin gazete sayfalarında yer bulacağı bir yıl olacağı…
2010’da serbest bırakılan silahlanma ayıbının 2011’de yeniden kontrol altına alınacağı…
Bu geminin içindeki herkesin bu konuda gayret göstermeleri gerektiğini anlayabilen bir yıl olmasını hep beraber dileyelim…
Daha ne dileyeyim ki…
Ha, dilemesek ve hâlâ bildiğimiz gibi davransak ne olur?
!?..

0 yorum:

Yorum Gönder