OLMAYAN SABIK ANIN, VERGİNİN
BELGESİ İSTENDİĞİNE GÖRE...
CHP Lideri Kılıçtaroğlu ile Başbakan arasında bir ‘belge’ savaşıdır sürüyor...
Kılıçtaroğlu diyor ki “Ey sayın başbakan! Senin İsviçre bankalarında paran var!”
Sayın başbakan da diyor ki “Hayır yok.”
Kılıçtaroğlu ısrar ediyor ve “Eğer yoksa belgeni getir.”
Başbakan da, “Olmayan bir şeyin belgesi olmaz.” diyerek noktayı koyuyor.
*
İşte ben de tam da burada sayın başbakana hak veriyorum.
Olmayan bir şeyin gerçekten de belgesi olmaz.
Hele de bir başbakan “yok” diye sözlü beyan ediyorsa inanmak gerek...
Çünkü bir başbakanının beyanı esas alınmalıdır.
Aslında, sıradan bir yurttaşın beyanı dahi esas alınmalıdır ve -aksi ispatlanana kadar da- o beyan doğrultusunda hareket edilmelidir.
*
Ya beyan yanlışsa?
Değil mi efendim? Olur olur!..
Ben bunu sayın başbakan için demiyorum...
Kendim için diyorum meselâ...
“Benim hiç vergi borcum da yok, sabıka kaydım da...” desem meselâ
Bu ülkede benden, yani sıradan bir yurttaştan, yine de vergi borcumun ve sabıka kaydımın olmadığına dair belge isterler mi, istemezler mi?
Siz de biliyorsunuz ki isterler...
Lütfen, kendinizi benim yerime koyunuz?
Bizden böyle bir belge istendiğine göre, o zaman benim vergi borcumun veya sabıka kaydımın olup olmadığına dair sözlü beyanım değil, o makamın vereceği belge geçerli oluyor.
Bilmem, ama oluyor işte...
Aksi olursa ne olur?
Aksi olursa da bedeli neyse ödenir...
Daha doğrusu ödenmesi gerekir,.
Bunda da çekinecek, gücenecek bir şey yok!..
*
Varmak istediğim noktayı siz anladınız!
Biri Anamuhalefet partisinin genel başkanı.
Yani bu ülkede başbakan adayı...
Diğeri, iktidar partisinin lideri...
Yani bu ülkenin başbakanı...
Yani, birbirlerinin muhatabı konumunda olan insanlar...
O zaman ben sıradan bir yurttaş olarak sayın başbakana şunu sorsam yanlış mı yapmış olurum. Desem ki, “Sayın başbakan. Ben bir yurttaş olarak vergi borcumun ve sabıkamın olmadığını sözlü olarak beyan ettiğim halde benden yine de belge istiyorlar ve ben de muhatabıma “Benim sabıkam yok. Olmayan bir şeyin belgesini size nasıl getirebilirim ki?’ diyemeyeceğime göre o istenilen belge nereden alınacaksa, alıp beyan etmek zorunda değil miyim?”
*
Şimdi de “Zat-ı âliniz iddia edilen bankalarda (o bankalar hangi banka veya bankalar ise) eğer paranız yoksa olmadığını, varsa ne kadar olduğunu gösteren bir yazının tarafınıza verilmesini isteseniz ve bunu da muhatabına ve kamuoyuna gösterseniz” diyorum.
“Hani, bir başbakanla ilgili ortaya atılan böyle bir iddia da çürütülmüş olmaz mı?” diyorum.
Bu sizin için hiç de zor olmasa gerek efendim...
Hem bunlarla siz uğraşmayacaksınız ki!
Bir emriniz, bu işin yerine gelmesine yetecek de artacaktır bile...
Yoksa Sayın Kılıçtaroğlu’nu muhatabınız olarak görmüyor musunuz?
Eğer siz o belgeyi getirmezseniz ‘muhalefet bir zaman sonra unutur,’ diye mi düşünüyorsunuz?
Hiç sanmam
Sanmam, ama hani belge de gelmeyince, insanın aklına takılıyor işte!..
0 yorum:
Yorum Gönder