YİNE ACI BİR HABER!
Tuhaf bir şekilde yaşıyoruz biz...
Karmakarışık...
Yarın ne olacağımız, neyle karşılaşacağımız bilinmiyor...
Birinin tavuğuna hafiften şöyle bir ‘kişst’ desek, halimiz nice olur, varın düşünün.
Asmalar, kesmeler, vurmalar, kırmalar, korkutmalar hatta öldürmeler...
Kırıla gidiyor...
Kim kime dumduma...
Gazetelerin üçüncü sayfaları epey bir zamandır görsel olarak da yazılı olarak da zenginleşmeyi hızla sürdürüyor...
Belki de en çok okunan kısım gazetelerin üçüncü sayfaları...
Belki sevildiklerinden değil ama “Acaba bir tanıdık yüzle karşılaşır mıyız ki!” dürtüsünün ve merakının yenilmesinden...
Onun için de sayfaları geçerken, üçüncü sayfada bir-iki dakika uğranıyordur.
Uğrama süresinde bir tanıdığa rastlanılmamış olunmamasından dolayı da buruk bir mutlulukla diğer sayfalara geçilir...
Ama gazetelerin üçüncü sayfaları kendilerini okutuyor, okuyanlarını da üzüyor ki bu da başka bir gerçek...
*
Cinayet haberlerinin, trafik kazalarının, intiharların, kız kaçırmaların, ırza geçmelerin park alanıdır, gazetelerin üçüncü sayfaları...
Bütün bu çılgınlıkları orada bulabilirsiniz.
Çoğu zaman yürek yakar, ürpertir, korkutur, tiksindirir okuyanını...
Aslında olmayan şeyler yazılmaz orada.
Abartı yok mudur?
Vardır elbet.
Vardır da yurdum insanının iğrençliklerinin sıkıştırıldığı, konuşlandığı bu park alanı da -maalesef- gazetelerimizin olmazsa olmazlarıdır...
*
İnsanı üzer...
Sıkıntıya gark eder...
Ders verir...
Aklı başa getirmeye yardımcı olur...
Pişmanlık hissi verir...
Düşündürür...
Veya kindar yapar...
Yani gazetelerin üçüncü sayfası böylesine karmakarışık, iç karartan bir alandır...
İnsanın tanıdığı birinin kanlar içindeki fotoğrafını gazetenin bu lanetlenmiş sayfasında görmek, nasıl da kahreder insanı...
Nasıl da üzer...
*
“Acı haber tez duyulurmuş” denilir ya öyle oldu ve -yüksek lisan tez çalışmalarımı yaptığım sırada tanıdığım- o zaman Küçükçekmece Belediye başkanı olan Nurettin Şen’in bugün (dün) öldürüldüğü haberini almış olmak bir tanıdık olarak ne kadar kahrolduğumu anlatamam...
Öldürülme nedeni?
Çoğunlukla malum olan nedenlerden biri...
Para...
Alacak-verecek yüzünden (Şimdilik gelen bilgiler bu yönde)
Bir anlık sinir, bir anlık öfke, hiddetlenme...
Ve bir de hemen neredeyse herkeste bulunan ruhsatlı tabancaların insan yüklediği gereksiz cesaret ve meydan okuma dürtüsünü açığa çıkarma...
Ve birkaç saniyede koskoca bir ömür yerlerde kanlar içinde...
Yok!
Ölen gitti!
Öldüren rahatlamış mıdır acaba?
Her şeyi halletmiş midir?
Alacağını almış mıdır?
*
Böyle işte...
Bu ülkede yasalar yokmuş gibi...
Mahkemeler yokmuş gibi...
Herkes kendi işini kendisi bitiriyor...
Allah sonumuzu hayır etsin ya bu gitmeler gitmek değil...
Tuhaf bir şekilde yaşıyoruz biz , tuhaf!..
0 yorum:
Yorum Gönder