ÜZGÜNÜM BAŞKAN YİNE İYGAD’I YAZIYORUM…
“Bırakın çalışalım,” diyorlar…
“Daha, henüz iki ay dahi olmadan bu kadar çok üstümüze gelmeyin,” diyorlar…
“Şöyle bir toparlayalım, toparlanalım şöyle bir…”
“Neler yapabiliyoruz, neler yapamıyoruz bir görün, bir gösterelim, bir anlatalım size işte o zaman bizi yazarsınız,” diyorlar…
“O zaman -eğer eleştirilecek yanımızı bulursanız- eleştirirsiniz,” diyorlar…
Kim diyor bunları?
İYGAD
Kime diyor?
Temsil ettiği gazeteci arkadaşlarına…
Yanlış mı söylüyor?
Evet doğru söylüyor…
Sıkıntıları ne?
Kendilerine yeterince zaman tanımayışımız?
Ki bunda da son derece haklılar…
*
En son geçen hafta yazdığım bir yazının sonrasında İYGAD başkanına “Artık sizinle ilgili yazı yazmayacağım, lütfen rahat olun,” dedimse de gördüğünüz gibi sözümde duramadım ve yine yazıyorum…
Özür dilerim.
Biz böyleyiz işte…
Eğer sizin işiniz yazı yazmaksa, yazı yazmamak için hiç kimseye söz veremiyoruz!
Bunu da kendi kendime öğretmiş oldum…
*
Yeni yönetimin başında olduğu İYGAD ile ilgili ilkyazımı “Zafer Kazandık!”, “Biz bu derneği bodrumdan çıkardık!” gibi, bence pek de doğru olmayan mesajlarına istinaden yazmış, o yazımla ilgili de sevgili başkandan çok ciddi sitemler almıştım.
Benim, davranışlarımla yazdıklarımın birbiriyle uyuşmadığı, bu nedenle de İYGAD yönetimine karşı samimi olmadığım ileri sürülmüştü. O konuyu sayın başkan Murat Abdullahoğlu ile görüşüp kendimi tam olarak kendilerine anlatacaktım ki olmadı, bir aksilik oldu ve görüşemedik.
İnşallah içinde bulunduğumuz bu ayın 15’inden sonra görüşürüz. Çünkü ayın 15’ine kadar İstanbul’da değilim.
Önce dört gün Antalya, hemen arkasından da Kars, Iğdır ve Ağrı seyahatim olacak…
Oralardan da sizlerle izlenimlerimi paylaşır, henüz şu günlerde kışla tanışacak olan Doğuanadolu’muzdan yazı ve haberlerimi ulaştırırım sizlere…
*
Konuma dönüyorum.
Yazmama sözü verdiğim halde şimdi ikinci kez niye yazıyorum?
Hadi bakalım siz olsanız yazmaz mısınız?
Henüz iki ayını dahi tamamlamamış olan İYGAD yönetiminden istifalar baş göstermiş…
Gerekçe nedir?
Sayın başkanın ve sayın sekreterin yönetim kuruluyla görüşülmeden kendi başlarına hareket etmiş olmalarıymış.
İstifa nedeni bundandır, değildir bilemiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da zafer kazanan bir yönetimin bu kadar çabuk sürede çatlaklıklar yaşaması.
Oysa kazanılan bu zaferin istifalarla değil de ortaya konulacak olan kazanımlarla taçlandırılması gerekirdi, diye düşünüyorum…
Ancak olmadı…
Olabilir mi?
Anlatıldığı gibi bireyselliği ön plana çıkarırlarsa, çalışmalar ‘ben’ merkezli olursa, yani ‘hizmet’ yarışı, ‘kimlik’ yarışına dönüşürse bu bizim İYGAD, bu yönetimle çok fazla ileriye gitmez, gibi geliyor bana…
*
Bundan sonrasında ne olur, çatlaklık devam eder mi?
Etmemesini umuyorum…
Ancak fevri de davranılırsa etmemesinden kuşku duymuyorum…
Üzgünüm başkan, sözümde duramadım ve yine yazmak zorunda kaldım…
Siz olsaydınız böyle bir durumda ne yapardınız?
Kayıtlar
0 yorum:
Yorum Gönder