web 2.0

14 Eylül 2010

20100916 - SEL GİTTİ ACILAR DEVAM EDİYOR...

SEL GİTTİ ACILAR DEVAM EDİYOR...



Gazeteniz Habermanşet, önceki günkü manşetinden acı bir gerçeği paylaşıyordu okurlarıyla...
 “SEL GİTTİ, ACI KALDI!” diyordu.
Ne demekti bu?
Aslında, ‘hiçbir şey!’ demekti...
Aslında, ‘giden gitti kalan kendi kaderiyle baş başa kaldı,’ demekti...
*
Belki de, en önemlisi sahipsizliğin en ‘kestirme ve en acı’ biçimde anlatımıydı...
Belki de, vurdumduymazlığı en ‘basit’ şekilde hatırlatıyordu...
Belki de, felaketler karşısında İstanbul’un ‘çaresiz’ kaldığını söylemeye çalışıyordu
Belki de, ‘devlet her yerdeydi, ama unutulanların’ olduğuna da dikkat çekiyordu...
Belki de, “nasıl olsa olan oldu, bir şekilde hal yoluna gideriz” demekteydi bu başlık...
Bu başlık bir yıl boyunca sorumluların vatandaşıyla ilgilenmeyişinin ‘sıradan, ama önemli’ bir fotoğrafıydı...
Bir yıl boyunca, ‘sessiz ve şaşkın’ olan yurttaşın, nasıl da sahipsiz kaldığının en kestirmeden yazıyla çekilmiş bir fotoğrafıydı...
Bir yıldır -belli ki pek de bir şey yapmamış olan- sorumlu yerel yöneticilere felaket bölgesinin hâlâ ‘felaket bir şekilde ilgisiz bırakıldığının’ renkli ya da siyah beyaz fotoğraf kareleriydi...
*
Gazeteniz Habermanşet; bir yıl öncesine giderek, felaketzedelerin; bir yıl sonraki durumlarının ne olduğunu, bir yıl içinde bu insanların hangi sorunlarının çözüldüğünü, bir yıl içerisinde devletin vatandaşına ne kadar yakın ya da uzak durduğunun fotoğrafını çekmişti.
Ayrıca, devlet-vatandaş ilişkilerinin masaya yatırıldığı küçük bir sınav sonucunu paylaşıyordu okurlarıyla...
Doğa felaketini yaparken, bölge insanı bu felaketten en acı bir şekilde zarar görüp, devletin, devlet olma görevini yerine getirip-getirmediğinin de görülmesini istiyordu belki de...
İşte bu sınavın sonucu hiç de iç açıcı değil.
Bir yıl sonrasında bile insanların dertlerine mert olunmadığı, dolayısıyla İstanbul’u yönetenlerin doğanın bu sınavından sınıfta kaldıkları gözler önüne seriliyordu.
*
Gazeteniz Habermanşet, ‘bu konuda’ sınıfta kalmış bir yerel yönetimle, bir yıldır felaketin acılarını yaşayan felaketzedelerin fotoğraflarını okurlarıyla paylaşırken; elbette acıları yeniden tazelemiş olmanın üzüntüsü, İstanbul’u yönetenlerin felaketzedelere karşı nasıl da duyarsız olunabildiğinin de şaşkınlığı içerisindeydi...
Bu haberimiz, geçen yıl bu günler yaşanan sel felaketinde ‘yaraların en kısa sürede sarılacağı’ yönünde verilen umut dolu sözlerin, acı bir şekilde boşa çıkan fotoğrafıydı...
*
Bir yıl sonra gelinen nokta; ne Büyükşehir’in ne de devletin; bu insanların -olunması gerektiği gibi- yanlarında olunmadığını, felaketzedelerin kendi kaderleriyle baş başa kaldığının fotoğrafıydı.
Bir yıldır, “Selimpaşalılar hâlâ yağmur damlasından korkar halde” iseler ve bir yıldır bu korkuların giderilmesine yönelik yeterince çaba gösterilememişse, bunun üzerinde biraz düşünmek gerekmez mi?
*
Görülüyor ki, felaket; birinci yılında hâlâ kalıntılarıyla bıraktığı canlılığını koruyor...
Felaketzedeler, felaketin kalıntıları arasında yaşarlarken, İstanbul’u yönetenlerin bir yılda bölgeyle ilgili neler yaptıklarını da merak etmiyor değiliz hani...
Konuyla ilgili bilgi almak için Büyükşehir’i aradım...
Hâlâ bir yanıt bekliyorum...

0 yorum:

Yorum Gönder