20100914 - SONUÇ

SONUÇ

12 Eylül 2010 pazar günü gerçekleşen referandum sonucu; -neredeyse-  hiçbir anket kuruluşunun tahmin edemediği bir şekilde karşımıza çıktı.

Anket sonuçlarıyla ilgili değerlendirmemi “AKP’nin yaptığı referandum kampanyasının performansı olan bir sonuç değil,” şeklinde yapmıştım.

Aslında daha farklı olmalıydı diyerek “... Arada bir 20–25 puan bir fark yaratılmalıydı,” diye yazmıştım ki, pazar akşamı alınan sonuç yaklaşık 20 puan gibi bir farkı ortaya çıkarttı.

AKP; gerek yaptığı görsel ve yazılı şovunun gerek bilgilendirmeye dönük çalışmalarının ve gerekse Sayın Başbakan’ın ortaya koyduğu performansa (AKP teşkilatının da bu anlamda aylar öncesinden başlattığı müthiş çalışmasını da göz ardı etmemek gerek), halk, % 20’ye varan bir “Evet” farkıyla, AKP iktidarına onay vermiştir.

Artık bundan sonra ortaya çıkan sonucun şu veya bu şekilde bir bahanesi ve yakıştırması pek de etik olmaz.

Demokrasi işledi, halkın % 77’si sandığa gitti ve gereğini yaptı.

Nokta.

Sonuç: 58 EVET; 42 HAYIR

Bu sonuca saygı duymak ve bundan sonrasını izlemekten başka yapılacak başka bir şey yok.

Arkasından ne gelecek, bundan sonra yapılacak olan düzenlemeler nasıl olacak, izleyerek görülecektir.

*

MHP’nin ağırlığı olan illerde alınan sonuçlara baktığımızda alışılmadık bir MHP’liliğin ortaya konulduğu görülüyor.

Anlaşılan o ki, Sayın Bahçeli, tabanına hâkim olamamış, kendi içinde çıkan ayrışmalar sonucu, taban, referandum için -Genel Başkanlarından farklı düşünerek-  ‘evet’i tercih etmiştir.

Burada MHP; -olumlu gördüğüm,- başka bir gerçeğini ortaya koymaktadır.

O da; parti içinde özgür iradenin kullanımı, geçmiş dönemlere göre daha belirgin ve etkili bir şekilde ortaya çıkmış, “Sayın Bahçeli, artık tabanına güven veremiyor mu?” sorusunu akıllara getirmiştir.

Ayrıca bu durum; ilerleyen günlerde MHP içinde, üst kademeden başlayarak tabana doğru yayılan yeni bir yapılanmanın olabileceği ve genel merkezin, -dolayısıyla da Sayın Bahçeli’nin- ciddi şekilde zorlanacağı sinyalleri olabilir mi, olamaz mı diye de düşündürmektedir.

*

Diğer taraftan; henüz daha genel başkan olduğunu bile anlamadan, bir anda referandumu kucağında bulan ve kısa süre içinde 70’den fazla ilde halka hitap eden Kemal Kılıçtaroğlu, gerek ortaya koyduğu performans gerekse referandum süresince yaptığı sıra dışı söylemleriyle, kanımca bir genel başkana yakışan performansı gösterdiğini de ortaya koymuştur.

*

Bundan sonrasında AKP, daha da güçlü bir şekilde “Durmak yok, yola devam” derken; Ana muhalefet ve muhalefet partileri, kendilerine içte ve dışta yeni bir yol haritası hazırlayarak, onlar da kaldıkları yerden yollarına devam edeceklerdir.

*

Sonuç!

Bu şekliyle onaylanan Anayasa’mız milletimize hayırlı olsun...

Evet, referandum bitti siyasete devam...