“YAN GELİP YATMASINLAR!”
Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç sonunda patlıyor.
Üstelik bu patlamasında -ilk bakışta- haklı gibi de.
Çünkü TRT yan gelip yatma yeri değil.
Yalnız, yalnız TRT mi? Hiç bir devlet kurum ya da kuruluşu yan gelip yatma yeri değil.
Sayın Başbakan da 2006 yılının eylül başında kendisine "Artık şehit cenazesi istemiyoruz" diye bağıran vatandaşlara "Askerlik, herhalde yan gelip yatma yeri değil.” dememiş miydi?
*
Yani efendim, Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, referandum çalışmalarıyla ilgili olarak ülkeyi dolaşırken, Gümüşhane’nin beş ilçesinden biri olan Torul’a da gider ve MHP’li Belediye Başkanı Selami Bostan’ı makamında ziyaret eder.
Bu ziyaret sırasında kendisini takip eden gazetecilere çalıştıkları ajans ve gazeteleri sorar. Burada, kendisine bağlı olan TRT’den herhangi bir muhabirin olmadığını öğrenince, “TRT'ciler de Milli Gazete gibi, iş bittikten sonra gelir.” der.
Evet, der de, bunun hesabının sorulacağını da “Yatmak nasıl olurmuş daha sonra anlarsınızı” içeren “Yaz onu bir kenara. Yan gelip yatmasınlar” diyerek -daha sonra kendisine hatırlatmaları için- yanındaki görevlilere not aldırır.
Başbakan Yardımcısı Sayın Arınç, “kendine bağlı bir kurum personelinin kendisini takip etmesi gerektiği halde, takip etmediğini öğrendiğinde rahatsızlık duyması” kadar doğal bir şey yok.
Neden yok?
TRT bir devletin basın kuruluşu...
Sayın Arınç da devletin Başbakan Yardımcısı. Üstelik o kurum da kendilerine bağlı.
Burada, devletin radyo televizyon (TRT) kurumunun elemanı, devletin başbakan yardımcısını takip etmeyecek de kimi takip edecek?
Bu, elbette bir eksiklik!
Ama bu eksikliğin kaynağı TRT mi, yoksa TRT’nin bağlı olduğu Başbakan Yardımcılığı makamı mı, onu bilmiyoruz tabi...
Denilebilir ki; “Başbakan Yardımcısı önemli. Hele bu, bir de Sayın Arınç gibi renkli bir devlet adamıysa. Onun vereceği mesajlar ilginç ve sıra dışı olabilir.”
Evet, ama başka bir pencereden bakılırsa bu ihmal, demek ki öteden beri süregelen bir ihmal...
Mesaj açık.
TRT’CİLERLE ilgili ne diyor Sayın Arınç?
“Onlar Milli Gazete gibidirler. İş bittikten sonra gelirler” diyor.
Demek ki öteden beri böylelermiş!
O zaman, neden gerekli önlemler alınıp da, ta başından itibaren tedbir alınmadı, o da ayrı bir konu tabi...
*
Demek ki Sayın Arınç, “Ha bugün düzelirler, ha yarın düzelirler” derken, o günden bugüne kadar sabretmiş ve sonra da ‘kesin uyarısını’ yapmış.
Geç de olsa yapmış...
Etkili olur mu?
Göreceğiz...
Sayın Arınç, bu işi düzeltme konusunda kararlıysa olur.
Yok, orada söylenmiş bir söz ise hayır, etkili olmaz.
Bir başka seyahatte yine aynı sözleri duyarsak şaşmayalım...
0 yorum:
Yorum Gönder