web 2.0

25 Temmuz 2010

20100726 - KADIOĞLU'NDAN BİR KUTLUMA MESAJI!..

KADIOĞLU’NDAN BİR KUTLAMA MESAJI!..

24 Temmuz günü, 102.sini kutladığımız basın bayramımızla ilgili olarak sağ olsunlar bölgemizde yerel yöneticiler, bizleri unutmayarak kimileri uyararak kimileri sitemleriyle bugünümüzü bizimle paylaştılar.
Kimileri uyarı ve sitemlerinde haklı ve samimiyken, kimilerinin ne söyledikleri ise pek de anlaşılmadı.
En azından ben anlayamadım.
Örneğin;  Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Kadıoğlu; “(…) Ülkemizde her alanda gösterilen büyüme ve gelişme hamlelerinin kamuoyuna etkili, verimli bir şekilde sunulmasında köprü görevini üstlenen ve evrensel meslek ilkeleri ışığında görevini sürdüren basınımızın özgürlük bayramını kutluyorum.” diyor, mesajının ilk paragrafında.
Ama ben “(…)Ülkemizde her alanda gösterilen büyüme ve gelişme hamlelerinin(!)  kamuoyuna etkili ve verimli bir şekilde(!) sunulmasında(…)” derken ne demek istendiğini anlayamadım…
Devam ediliyor. “Özgür ve tarafsız basın, bir ulusun onuru, kalkınması ve aydınlık yarını demektir.” diyor, Sayın Kadıoğlu.
Nasıl oluyor da “Özgür ve tarafsız basın bir ulusun onuru, kalkınması ve aydınlık yarını…” olabiliyor bunu da bilemedim.
Oysa Basın Kanunu Madde 3: Basın özgürlüğünü; “Bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma hakları” olarak açıklıyor.
Onur’dan, kalkınmadan ve ülkenin aydınlık yarınlardan söz etmiyor.
*
Sonra mesajda  “Basın bir ulusun ortak sesidir.” diyerek Atatürk devreye giriyor ve ‘Basın Kanunu madde 3’ün içeriğini destekliyor.
Böylece bir “Ulusun, onuru, kalkınması ve aydınlık yarınları”nın başkalarının görev alanı içinde olduğu da netleşmiş oluyor…
*
Mesaj devam ediyor… “Sosyal hukuk devletinin daha güçlü, birlik ve bütünlük içerisinde ilelebet yaşamasında, basınımızın üzerine düşen görevi (Nedir o görev?) her zaman olduğu gibi özgür ve bağımsız (ikisi aynı anlamda değil mi zaten!)  olarak en iyi şekilde yerine getirmeye devam edeceğine olan inancım tamdır. Güçlü Türkiye’nin vazgeçilmezi olan basın camiası (Gerçekten burasını inanarak mı söylüyor, bilemiyorum),  demokrasinin de en büyük güvencesidir (Demokrasi mi basının güvencesi, basın mı? Hangisi?). Sıkıntılara rağmen görevini yürütebilmek için var gücüyle çalışan demokrasinin en yılmaz savunucu olan tüm basın mensuplarını tebrik ederken, çalışmalarında başarılar diliyorum.” diyor noktayı koyuyor.
*
Aslında “Kadıoğlu dedi”, “Kadıoğlu söyledi” deyip tırnak içinde söylenenleri sizlerle paylaşırken, Sayın Kadıoğlu’na da haksızlık etmek istemiyorum.
Ya yazanlar, söylenenleri yanlış anladı, ya da söylenenler Kadıoğlu’nun ifadeleri değil, diye düşünüyorum.
Üçüncü bir şık da ben bu yazının özünü anlayamadım.
Bir yerde bir terslik var ama nerede?!
Yoksa Sayın Kadıoğlu basın bülteniyle ilgili, acaba, “Yazın bir şeyler canım. Basın sizsiniz ve ona göre bir şeyler karalayın” mı demişti basın bürosundakilere!
Öyle ise gerçekten de bir şeyler karalamışlar zaten…
Aslında karalama (yazı taslağı anlamında) da olsa ben Kadıoğlu’nun daha farklı mesajlar verebileceğini düşünmüştüm meselâ…
Daha anlamlı…
Daha ayakları yere basan ifadeler…
Yanılmış olabilir miyim?

0 yorum:

Yorum Gönder